Öncelikle ricamızı kırmayarak bizim için bu fotoğrafı
hazırlayan yazara gönülden teşekkürler. Bayıldık! Ricamızın da ötesinde
olmuş. :)
Merhaba, röportaj teklifimizi
kabul ettiğiniz için teşekkür ederiz.
-Asıl nezaketiniz için ben teşekkür ederim.
1-Bu kitabı nasıl bir ortamda neler
hissederek yazdınız? Örneğin; nerede yazdınız, ne dinlediniz?
Yazarken bir yandan yeni bir aşk hikayesi yazdığım
için heyecanlıydım, bir yandan da endişeliydim çünkü zor bir konu seçtim ve
başkalarının acılarını kötü bir şekilde yansıtmak istemedim. Birçok kadın
Jess'le benzer şeyler yaşıyor, çok sevdiğim bir arkadaşım ve kuzenim de dahil
olmak üzere. Bu nedenle bu konuda yazmaya karar verdim ve aylarca araştırma
yaptım. Sonra fark ettim ki birçok insanın büyük veya küçük geçmişten taşıdığı
acılar vardır ve bu onları sonsuza kadar değiştirir. Bunla yaşamayı öğrenmeli
ve yolumuza devam etmeliyiz. Herkes incinir ama bizi biz yapan seçimlerimizdir;
ya yalnız kalmayı seçeceğiz ya da insanlara yeniden güvenmeyi öğreneceğiz. Aşk,
kötü olayları unutturmaz ama aşık olunca durum her zaman daha iyiye gider.
Benim ruh halime gelirsek, kendime yazarken dinlemek
üzere bir playlist hazırladım ve her karakter için bir şarkı seçtim. Örneğin;
Jess için Taylor Swift’in White Horse şarkısını seçtim. Herhangi bir kurtuluş
için beyaz atlı bir prense ihtiyaç duymayan birini anlatan bu şarkı bana
Jess’in güvensiz ve içine kapanık hallerini hatırlatıyor.
White Horse, Taylor Swift
Ancak Jess güvendiği biri olan kız kardeşiyle iken
tavırları değişiyor, ona açılabiliyor Hatta ses tonu bile değişiyor,
gerçek halini alıyor. Zihnimde tatlı ve umut dolu sesini Jess’e uyarladığım
Kate Walsh’un Your Song şarkısını dinlemeyi de seviyorum.
Your Song, by Kate Walsh
2-Röportaj öncesi sohbetimizde
Türkiye’ye gelmek istediğinizi ve Kapadokya’yı çok merak ettiğinizi
söylemiştiniz. Sizin ziyaret etmek istediğiniz bir ülkeye sizden önce
kitabınızın gelmesi nasıl bir duygu? Belki Türkiye’ye geldiğinizde bir
kitapçıda kendi kitabınıza rastlarsınız. :)
İkisini de görmek benim hayalim. Lütfen görürseniz
benim için bir fotoğraf çekin! :) Orada raflarda olduğunu bilmek harika bir
duygu!
Kapadokya’ya gelince; hayalim peri bacalarını görmek
ve bölgenin kültürü ve hikayesi hakkında bilgi sahibi olmak. Ve
tabi ki daha fazlası... Mesela tüm bölgeyi balonla havadan seyretmek.
Wow!
Bir gün Türkiye’yi ve İstanbul’u ziyaret etmeyi ve
oranın güzelliklerini görmeyi çok isterim ancak Colorado’lu biri için biraz
fazla uzak ve egzotik bir yer. Annem İtalyan ve yakınları Udine adında bir
kasabada yaşıyor. Türkiye’den o kadar da uzak değil. Belki bir gün gelirim,
belli olmaz :)
3- Kitabın Türkçe edisyon kapağı
hakkında ne düşünüyorsunuz? Ve favori yurtdışı kapağınız hangisi?
Ah, Türkçe edisyon kapağı! Bu
kapakla AŞK yaşıyorum :) AŞK! İlk olarak “Yaşam Ağacı” düşüncesine bayıldım
çünkü bu tarihi simgeyi zaten çok severim. Jess’in aşık olmasıyla canlanan ağaç
fikri harika olmuş. Bu tasarımı
yapan kişi gerçekten hikayenin kalbine inmeyi başarmış.
Yazarın yolladığı kolyesinin resmi ^^ -
Bu kapakla uyumlu, her
gün taktığım bir kolyem var. Kapakla yan yana getirdiğinizde neredeyse
AYNI görünüyor. Bunu fark ettiğimde Pena Yayınları’nın bana şans getireceğine
inandım. İşte bu nedenle Pena Yayınları ve Türkiye daima kalbimde olacak.
Daima!
Avrupa sınırları içerisinde
kitabımı basan ilk yayınevi: Pena... Çevirmen ve editör Fatma Zeynep Öztürk’e
çok şey borçluyum. Teşekkürler Fatma!
Ayrıca çalışmanız ve sohbetimiz için
size de teşekkür borçluyum Okuyan Kızlar Kulübü! Böyle bir şeyin karşılığını
nasıl verebilirim ki! Sadece kalbimle... Pena Yayınları’na, Fatma’ya ve bu
kitabı okuyan herkese hayallerimin bir parçası oldukları için teşekkürler.
4- Bu türe (Young
Adult) yeni yeni alışıyoruz. Şimdi de hem kadın, hem erkek bakış açısıyla
yazılmaya başladı kitaplar. Bu yazım yolu hakkında olumlu veya olumsuz ne
düşünüyorsunuz?
Kitaplarımı bu ikili bakış açısıyla
yazmayı seviyorum. Bence her kız sayfayı çevirdiğinde, erkek karakterin
düşüncelerini görmeyi sever. Ben de severim! Bu olumlu yanı çünkü gerçek
hayatta böyle bir şeyi görme şansımız yok, dolayısıyla bence kitaplarda ikili
bakış açısı olması harika. Olumsuz yanı ise yazar için. İki tarafın da
düşüncelerini uyum içerisinde, düzgün bir şekilde vermek çok uzun zaman alıyor.
Erkek karakterin düşüncelerinin kadın karakter düşüncesi gibi olmasını istemem.
Yazar da kadın olunca erkek karakterin inandırıcı olması zaman ve çaba
gerektiriyor. Dolayısıyla yazar için bu yavaş yazmak anlamına geliyor. Diğer
olumsuz yanı ise okuyucu şaşırtmak zorlaşıyor. İki tarafın da düşüncelerini
bilen bir romance okuru için gizem yaratmak zor.
Diğer kitabımda da –o da lisede
geçen bir romans- ikili bakış açısı var. İsmi Unmaking Hunter
Kennedy. Başı belada olan rock yıldızı bir gencin, küçük bir kasabada ortam
durulana kadar gazetecilerden saklanmasını anlatıyor. Ve komşusunun
kızına aşık oluyor. Onun tarafını yazmak çok zordu çünkü genç yaşında benim
anlayamayacağım birçok şey yaşamıştı. Ayrıca tam bir baş belası. Biraz kötü
çocuk. Ben kendi içinde iyi bir kadın olduğum için onun kişiliğini güçlü
tutmak çok dikkat ve zaman gerektirdi.
Travma Sonrası Aşk Çarpması’nın Gray
Porter’ı daha çok iyi bir çocuk. Ve yazması daha kolay çünkü çok sevdiğim bir
arkadaşımın oğlundan esinlendim.
---
Biz Anne’e teşekkür
ederek bitirirken kendisi de bize nazik teşekkürlerini sundu. Umarız yazarın bu
harika olumlu elektriği sizi de sarmıştır. Bizden ayrılmayın! :)
Röportaj ve Çeviri: Kütüphanemden Kitap Manzaraları
Röportaj ve Çeviri: Kütüphanemden Kitap Manzaraları
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder