13 Mart 2014 Perşembe

Köşe Yazılarım - 6: Büyülü Bir Macera: Yıkılan Krallıklar

Herkese merhaba!!

Bu haftaki yazım biraz geç kaldı kusura bakmayın. Köşe yazımı soran takipçilerime çok teşekkür ediyorum. Sizlerden böyle geri dönüşler aldıkça mutlu oluyorum. ^^

Bu haftaki konuğum Yıkılan Krallıklar – Morgan Rhodes. 

Morgan Rhodes’in Yıkılan Krallıklar kitabı bir prenses, bir asi, bir büyücü ve bir veliahtın büyü ve macera dolu farklı dünyalarını okuyucuya sunmaktadır. Karakterlerce zengin olan kitap, Yıkılan Krallık serisinin ilk kitabıdır. Seri dört kitaptan oluşmaktadır ancak yazar seriyi tamamlamamış ve hala yazmaktadır. 

Büyünün çok uzun yıllar önce unutulduğu Mitika’da üç krallık (Limeros, Auranos ve Paelsia) barış içinde yaşamaktadır. Özellikle Paelsia halkının huzursuz olması ve kendilerine haksızlık yapıldığını düşünmeleri barışın bitmesinin an meselesi olduğunun göstergesidir. 

Auranos; bu üç krallık içerisindeki en büyük krallıktır. Zenginliğiyle ön planda olan, dış görünüşteki lükse önem veren bir yerdir. Limeros’a göre  bu krallık aşırı müsrif ve kendini beğenmiş bir topluluktur. Paelsia, iki krallık arasında sıkışmış, en fakir ülkedir. Halk geçimini üzüm bağlarından elde ettikleri şarap ile sağlamaktadır. Ancak geçmişte yaptıkları ticari anlaşmalar Paelsia halkının şu anda fakir olmasının nedenidir. Limeros ise Auranos’un tam tersi bir krallıktır. Sade, lüksü ve gösterişi günah sayan ve kesinlikle büyünün yasak olduğu bir yerdir.

Yıkılan Krallıklar, her bölümde sürekli değişen ana karakterler bakımından zengin bir kitaptır. Şöyle ki bir bölümde Paelsia, bir bölümde Limeros ve bir bölümde Auranos’da olan olaylar anlatılmakta ve bu bir döngü halindedir. Dolayısıyla ana karakterler bölüme göre değişmektedir.
Bir de kitapta Mabet denilen bölümler vardır. Bu bölümlerde dört gözcü Mitika’yı izlemektedir. Yeryüzüne geldiklerinde kuşa dönüşen gözcülerin amacı bir büyücüyü bulmaktır. 

Bir asi: Paelsia’daki ana karakter Jonas. Ülkesine yapılan haksızlıklar nedeniyle çok öfkelenen ve savaşın başlamasına neden olan bir asi. Kitabın kilit ismi olması Jonas’ı önemli bir ana karakter yapmaktadır. Bana göre serinin ilerleyen kitaplarında yandaş değiştirecek gibi gözükmektedir. 

Bir prenses: Auranos’tan Cleo. Kendisi lüks içinde yaşamış krallığın küçük prensesi. Ablası için yıllar önce yok olduğu düşünülen bir büyünün peşine düşerek bir yolculuğa çıkmıştır. Hiç göründüğü gibi olmayan Prenses Cleo, kitap ilerledikçe sevebileceğiniz bir karakterdir.  

Bir büyücü: Limeros’tan Lucia. Geçmişi sırlarla dolu, büyü gücünü yeni yeni keşfeden bir prensestir. Kral olan babasının büyücülüğü yasaklaması, Lucia’yı ne yapacağını bilemez hale getirmiştir. Oysa ki kralın çok farklı planları vardır. 

Bir veliaht: Limeros’tan Magnus. Babasının sevgisine muhtaç, ona kendisini kanıtlamaya çalışan, krallığın varisidir. Magnus zamanla sevebileceğiniz ya da ondan nefret edebileceğiniz değişik bir karakterdir. 

Olaylar Jonas’ın ağabeyinin, Cleo’nun nişanlısı tarafından öldürülmesi ile başlamaktadır. Uyuyan dev uyandırılmıştır artık. Kendi kabuklarında olan bu üç krallık arasında yakın zamanda bir savaş patlak verecektir. Dost görünen ittifaklar ve düşmanlar, planlar ve planların arkasındaki başka planlar… Bir de cadılık ve büyücülük! 

Serinin ilerleyen kitaplarında karakterlerin okuyucuyu şaşırtacağını düşünüyorum. Savaş patlak verip krallıklar teker teker yıkılırken, ayakta kalan krallık hangisi olacaktır? 


Diğer Köşe Yazılarım

1 yorum:

  1. Merhabalar,
    Yazınızı keyifle okudum ve çok beğendim. Ellerinize emeğinize sağlık. Bloğunuzu severek takip ediyorum. Bana da bekliyorum. Güzel paylaşımlarda buluşmak dileğiyle. Sevgilerimi bıraktımmmm…..:))

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...