28 Ocak 2013 Pazartesi

Metres - Amanda Quick



Kitap Adı: Metres

Kitabın Orijinal Adı: Mistress

Yazar Adı: Amanda Quick

Türü: Historical Romance

Yayınevi: Artemis Yayınları

Sayfa Sayısı: 456

Çıkış Tarihi: Şubat/2011 (İkinci Basım)

Puanım: 9/10




Arka Kapak Yazısı: O, sadece metres olmayı planlamıştı, ancak beyefendinin başka planları vardı...

Iphiginia Bright, halasına şantaj yapıldığını öğrendiğinde buna bir son vermeye karar verdi. Şantajcının, öldürdüğünü söylediği gizemli Masters Kontunun sevgilisi rolüne bürünecek ve sosyeteye girip şantajcıyı bulacaktı. Gerçekten de bir gecede sosyetenin en parlak çevrelerince kabul edildi ve kısa süre sonra bu oyuna hiç beklemediği biri de dahil oldu. Bir gece aniden, sevgilisini sahiplenmek üzere ışıltılı balo salonundan içeri giren Masters Kontu. Adam dedikleri kadar vardı. Kibirli, zeki, çok çekici... Iphiginia elinde olmadan ona kapılıverdi. Kont bu oyunda genç kadına eşlik etmeyi kabul etse de onun da bazı planları vardı. Bu güzel, sahte sevgiliyi gerçekten sevgilisi
yapana dek uğraşacaktı.

Amanda Quick, çeşitli takma adlarla kırk kadar roman yazmış ve New York Times çoksatan listelerinde her daim yer almış bir yazar. Amanda Quick romanları bugüne kadar 25 milyondan fazla sattı. O da pek tabii bir Artemis kadını.

Londranın görüp göreceği en çekici ve büyüleyici metres rolüne bürünen, amacı uğrunda gözü kara, güzeller güzeli bir genç kadının baş döndürücü hikayesi...

"Halasının bir şantajcının tuzağına düştüğünü öğrenen okul müdiresi Iphiginia Bright, aynı şantajcının kurbanı olan Masters Kontunun metresi rolünü oynamaya karar verir. Başarılı da olur. Ta ki öldüğünü sandığı, hayallerinin erkeği Kont Marcus Valerius Cloud, bir gün balo salonuna girip planlarını ve hayatını altüst edene kadar.

Bu heyecan dolu, komik ve son derece duygusal hikaye diğer Quick efsanelerini aratmayacak. Quick, tarihi aşk romanları sevenlere bir solukta okunacak hikayeler yazmaya devam ediyor."
-Library Journal-


Yorumum: 2013 yılının ilk tarihi aşk romanı olarak Metres’i okudum. Güzel, değişik bir konusu vardı. Iphiginia ve Marcus arasında olanlardan çok şantajcının kim olduğuna ve nasıl ortaya çıkacağını merak ediyorsunuz. 



Iphiginia’nın halasına şantaj mektupları gelmektedir. Şantajcı,  Zoe Hala’yı, istediklerini yerine getirmezse Masters Kontu’nu öldürdüğü gibi onu da öldüreceğini söylemektedir. Iphiginia, halasına yardım etmek için Masters Kontu’nun metresi rolüne bürünür. Adam hakkında her şeyi en ince detayına kadar araştırır. Hem zaten ölü bir adamın metresi rolünü oynamak ne kadar zor olabilir ki? Bu sırada Masters Kontu ise bir aylığına şehirden uzak olan evinde dinlenmeye çekilmiştir. Bir gün kulağına gelen dedikodular için çekildiği inzivadan çıkar ve metresi rolüne bürünen kadınla tanışmak için şehre gelir.



İkilimizin ilk karşılaşmalarında, Iphiginia, Kont’un her şeyi ortaya çıkarmaması için bayılma numarası yapar. Kont, genç kızın kulaklarına “Çok akıllıca, Bayan Bright. Bu düğümden kendinizi nasıl kurtaracağınızı merak ediyordum doğrusu.” diyerek bu numarayı yutmadığını açıkça belli eder. Yalnız kaldıklarında Iphiginia, her şeyi Marcus’a anlatır ama Kont bu anlatılanların hiç birine inanmaz. Dahası Iphiginia’yı şantajcı olmakla suçlar. Çünkü genç kız halasının sırrını bir yabancıya vermeyi reddeder!



Marcus, kendi katı kuralları çerçevesinde yaşayan bir insandır. Senelerce kendi kuralları doğrultusunda yaşamış ve asla ödün vermemiştir. Iphiginia  için Kont kurallarını bozacak mıdır? Ayrıca, genç kızdan gerçekten çok hoşlanmıştır. Iphiginia, ne kadar karşı çıkarsa çıksın onu sevgilisi yapmaya kafasını koymuştur ki ilerleyen sayfalarda Kont’un onu karısı yapmaya da fena halde takmış olduğunu göreceksiniz. 



Iphiginia ise Kont hakkında araştırma yaparken onun öldüğünü sandığı anlarda Marcus’a aşık olmuştur. Aşık olmamak gibi bir kuralı olan Kont ile evlenmek istememesinin sebebi de budur. Genç kız, Marcus’un kendisini sevmesini istemektedir. Acaba, kurallarına katı bir şekilde bağlı olan Marcus, Iphiginia’yı ikna edebilecek, dahası onu sevebilecek midir? 



İşin şantajcı kısmına gelirsek, hiç ummadığım bir insan şantajcı çıktı. Kitabın başından beri aklımın ucundan bile geçmeyen kişiydi. 



Kitaptan birkaç alıntı: 



“Ben ölmedim Bayan Bright.”

“Evet, bunu görebiliyorum. Ve bu işleri toptan karıştırıyor, değil mi?”

……………………………………………………………………………….

“Beni öldüren serseriyi avlamaya çalıştığınız için size minnettarım.”

“İtiraf etmeliyim ki bu oyuna sizin intikamınızı almak için soyunmadım, Kont’um.”

“Bakın şimdi kalbim kırıldı.”

……………………………………………………………………………….

“Sizin arabanız sanırım?” dedi Marcus.

“Nereden bildiniz?”

“Lanet bir peri masalından fırlamış gibi de ondan.”

“Çok uygun olacağını düşündüm. Sizin arabanızı tarif ettiklerinde gözümün önüne korkunç bir devin arabası canlandı. Tam aksi etkiyi yaratmak istedim.”

“Korkunç bir dev ha? Bu durumda siz ne oluyorsunuz sevgili Bayan Bright? Peri masalı prensesi mi?”

……………………………………………………………………………….

Çenesi geriledi. Lanet olsun, diye geçirdi aklından. Hissettiği kıskançlık olamazdı. Marcus asla kimseyi kıskanmazdı. Iphiginia’nın kapısının önünde başka bir erkekle burun buruna gelmek sinirine dokunmuş olmalıydı sadece.

……………………………………………………………………………….

“Nedir, Bayan Shaw?”

“Masters Kontu sizi görmeye geldi hanımefendi. Evde misiniz?”

“Tabii evde. Gerizekalılar bile bu kadarını görebilir.”dedi Masters.

……………………………………………………………………………….

“Sen hayatımda gördüğüm en inatçı adamsın.”

“Alışsan iyi olur çünkü huyumu değiştirmeye hiç niyetim yok.”

……………………………………………………………………………….

“Söyler misin Marcus, neden bu kadınla evlenmek zorunda olduğunu hissediyorsun?”

“Çünkü onun yanındayken kendimi dişlilerden ve yaylardan ibaretmiş gibi hissetmiyorum.”



Kitapta eksik bulduğum tek nokta; Marcus’un kardeşine, genç kız hakkındaki gerçekleri anlatmamasıydı. 



Onun dışında gayet güzel bir konusu olan akıcı bir romandı. Bir de kitabın kapağını hiç beğenmedim. Orijinal kapağın güzelliğine bakar mısınız?





Herkese keyifli okumalar!!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...