31 Aralık 2014 Çarşamba

2014 YILI FAVORİ KİTAPLARIM



Herkese merhaba!!

2014 yılı biterken okuduğum en iyi kitapları yazayım dedim. Aslında sayı çok daha fazlaydı ama ancak 18’e düşürebildim. Okuduğum kitaplara baktığımda bu sene çok beğendiğim kitabın olduğunu gördüm. Birçoğu favorilerime girdi ve içlerinde tekrar okumak istediklerim var.  Zaman bulup okurum inşallah. *_* 2013 yılında ilk on kitap diye sıralamıştım. 2013 yılı yazım için tık tık. Bu sene öyle yapmak istemedim. :p



 Not: Sıralama Ocak ayından Aralık ayına şeklindedir. 

Güzel Bir Yalan – T. E. Sivec


Konuyu çok sevdim. Sadece çeviri biraz düzgün değildi ama o da kitabın ilk yüz sayfasından sonra düzeldi. Klasik olan bir konunun farklı yönlere çekilip, merak uyandırıcı bir şekilde anlatılmasını yazarın başarısı olarak görüyorum. Konuda takıldığım tek nokta, Gareth’ın bazı hislerinin aşırıya kaçması. Bana göre bu biraz inandırıcılıktan uzaktı ve maalesef ki serinin devamı gelmedi. -_- Oysa ki hem polisiye hem aşk hem macera türünde konusu olan bir kitaptı.Devamı için tık tık.

En Karanlık Gece – Gena Showalter


Kitabın fantastik olmasını bir kenara bırakırsak, içinde çok güzel bir aşk hikayesi vardı. Karşılıklı sözler ve fedakarlıklar… Bir insan aşkı için fedakarlıkta ne kadar ileri gidebilir?
Seride sevdiğim bir şeyde ikinci kitap ve üçüncü kitap hakkında ipuçlarının olması. Okuyacağım kitaplardaki karakterlerin bu şekilde yaşamlarının öncesini bilmeyi seviyorum. Devamı için tık tık.

Avcı – Jennifer L. Armentrout


Arka kapakta yazdığı gibi muhteşem bir finaldi! Final sayfalarını birden fazla kez okudum, belki de dört – beş kere okumuş olabilirim. :p

Seride en sevdiğim şeylerden biri mitoloji ile kurgunun uyumuydu. Kitapta çokça Alex’in kader ipliklerinin düğümlerinden bahsedilmişti. İşte Jennifer, mitolojiyi bir iplik dokur gibi kurgunun içine işlemişti. Birçok mitolojiye dair kitap okudum ama Apollo’nun en güzel anlatıldığı kitaplar Melez Sözleşmeleri’ndeydi. Devamı için tık tık.

Bir Aşk Çarpıntısı – Marie Force


Bu kitap ve Marie için yazacak o kadar çok şey var ki… Sanırım bir yazmaya başlasam sayfalar dolacak en iyisi kısa bir alıntı, devamı için tık tık!

“Annenin öykülerinden yola çıkarak, senin gerçek bir zampara olduğunu düşünmüştüm. Her gün başka bir kadın.”
“Hayatımın bir dönemini tarif etmiş olabilir ama artık öyle biri değilim.”
“Peki bu mucizevi değişim ne zaman gerçekleşti?”
“Bu sabah yaklaşık saat dokuzda.”

İntikam Ateşi – Sarah Maclean


Penelope ve Michael çocukluk arkadaşıdırlar. Michael okul için evden ayrıldığında ikilimiz mektuplaşmaya başlamıştır. Ta ki Michael’ın başına o kötü felaket gelinceye kadar. 

Ahh o mektuplar! İlk başta sizi gülümseten ama daha sonralarında hüzünlendiren kısa yazılar…
Kitabı bitirdiğimde sadece mektupları ayrı okudum. Mektuplar bir nevi hikayenin özetiydi. Sarah Maclean bu hoş ayrıntı ile okuyucularına farklı bir güzellik sunmuştur.
Devamı için tık tık.

Mefisto – Trinity Faegen


Karanlığın çocukları bin yıldan uzun bir süredir kendi Anabolarını beklemektedirler ve Anabolar çok nadir bulunmaktadır. Sahsa bir Anabo ve Jax tarafından bulunmuştur. Bunun nasıl olduğuna gelince,  nadir bulunan Anabolar için kardeşler kavgaya düşmesin diye bir ipucu vardır. Ve Jax, Sasha’yı bulduğunda altı kardeşiyle de beraberdi. Ama onun kendi Anabosu olduğunu anlamıştı!
Ahh bir Anaboyu kandırmak ve kendine aşık etmek düşünüldüğü kadar kolay değil. Çünkü Anabo bunu kabul ettiği zaman içindeki saf ışık yok olacak ve o da bir Mefisto olacaktır. 

“Neden normal olamıyorum? Neden Jax sıradan bir çocuk olamıyor?”
“Neden gökyüzü yeşil, çimen mavi değil? Neden soruyorsun? Olan bu ve hiçbir şey değiştiremezsin.”

Sahsa, Jax için Anaboluğundan vazgeçecek mi yoksa kara melek bin yılda gelen şansından yararlanamayacak mıdır? Devamı için tık tık.

Kemikler Şehri – Cassandra Clare


Clary’nin çok farklı bir hikayesi var. Büyüdüğü dünyaya ait değil ama ait olduğu dünyaya da yabancı. Bildiği her şey yalan… Öğrendiklerinin bir kısmı doğru, bir kısmı da doğru olmaktan çok uzak… Devamı için tık tık.


Kanbağı – Richelle Mead


Kitapta en hoşuma giden şey VA serisinde geçen bazı olaylara yazarın kısa kısa değinmesiydi. Hatırlatma amaçlı bir ya da iki cümle kullanılmıştı. Uzun uzun anlatıp okuyucuyu sıkmaktansa bu tarz bir anlatım daha iyi olmuştu. Devamı için tık tık.

Kalpten Kalbe – Kat Martin


“Kadının arkasından yürüyen bir adam mı? Neden bunu yapsın ki? Erkek daha güçlüdür ve onun koruyucusudur. Tehlike karşısında erkeğin yola öncülük etmesi gerekmektedir.”
“Evin salonuna girerken tehlikeyle karşılaşabileceğimizi zannetmiyorum, bu yüzden erkeğin önde olması için bir sebep yok. Kadının önden girmesi saygı göstergesidir.”

Profesör Hart, Leif’e İngilizce, okuma ve yazma öğretirken, Krista da genç adama İngiliz aristokrasisinin katı kurallarını öğretmektedir. Kuralları öğrenmek Leif açısından çok da kolay değildir, çünkü bir Viking olarak düşünmektedir. Devamı için tık tık.

30 Aralık 2014 Salı

Mim: I LOVE COFFEE



Herkese merhaba!

Çok güzel bir etkinliğe blog ikizim Kütühanemden Kitap Manzaraları tarafından mimlenmişim.  Mimde, sevdiğimiz bir şeyi (eşya, hayvan, yiyecek ismi olabilir), sorulara vereceğimiz cevaplara göre uyarlıyoruz. Benim için kahvesiz bir yaşam düşünülemez! Sevdiğim bir şey olarak kelimeyi “kahve” seçtim!


-          Sevdiğiniz beş filmi seçtiğiniz şeyle değiştiriniz.
1.      Kahvelerin Efendisi (Yüzüklerin)
2.      Kahve Oyunları (Açlık)
3.      Büyücünün Kahvesi (Çırağı)
4.      Kahve Saati (İntikam)
5.      Gece Kahvesi (Vurgunu)

-          Sevdiğiniz dört diziyi seçtiğiniz şeyle değiştiriniz.
1.      Let’s Coffee (Eat)
2.      Modern Coffee (Farmer)
3.      SuperCoffee (Natural)
4.      Coffee: LasVegas (CSI)

29 Aralık 2014 Pazartesi

Evernight Akademisi #2: Yıldız Avcısı - Claudia Gray



Kitap Adı: Yıldız Avcısı
Kitabın Orijinal Adı: Stargazer
Yazar Adı: Claudia Gray
Seri Adı: Evernight
Seri Sıralaması: 2/5
Türü: Genç-Yetişkin, Fantastik, Macera
Yayınevi: Pegasus Yayınları
Sayfa Sayısı: 312
Basım Tarihi: 2014
Puanım: 4,5/5

 

Arka Kapak Yazısı: Bianca'nın kaderinde annesi ve babası gibi bir vampir olmak vardır. Ancak vampirlere özel Karanlıklar Akademisi'nde Lucas'a kalbini kaptırdığında durum karmaşık bir hal alır. Lucas, onun türünü yok etmeye ant içmiş bir vampir avcısıdır ve ayrı yollara gitmek zorundadırlar.

Bianca, Lucas'ı tekrar görmek için her şeyi göze almıştır; bu, Siyah Haç avcılarıyla yüzleşmek ya da Karanlıklar Akademisi'nin güçlü vampirlerine ihanet etmek anlamına gelse bile. Genç kızın sırları onu yalanlarla dolu bir hayat sürdürmeye zorlar.

Ancak sırları olan sadece Bianca değildir. Bir güç okula saldırıp Bianca'yı hedef alınca, geçmişe dair bir gizem ortaya çıkacaktır.
Ve bu daha başlangıçtır…

"Okumaya başlayınca bırakmak istemedim. Bir sonraki kitap için sabırsızlanıyorum."
-L.J. Smith, The Vampire Diaries'in yazarı-

"Kalp atışlarını hızlandıracak bir gerilim, tutkulu bir aşk ve gotik detaylarla zenginleştirilmiş serinin bu ikinci kitabı da bir solukta okunacak."
-Booklist-

"Claudia Gray okuyucularından sır saklamaya devam ettiği sürece, Romeo ve Juliet'i anımsatan kan davaları, paranormal aşk ve lise entrikalarıyla örülü bu hikâye bitmeyecek."
-School Library Journal-

Yorumum: İlk kitabın yorumunun sonunda kafamda mantığıma uymayan kısımların olduğunu, ilk kitap olduğu için böyle düşünüyor olabileceğimi yazmıştım. Hatta diğer kitapları okuduğumda belki de bana uyumsuz gelen kısımların nedenlerini okuyacağım ve fikrim değişecek demiştim. Serinin ikinci kitabında bu kafamdaki soru işaretleri ve belkiler olumlu yönde değişti.

Karanlıklar Akademisi hakkında ilk kitapta birkaç detaya yer veren yazar, bu kitapta o detayları açmış ve okuyucuya tatmin edici cevaplar vermişti. Bunun yanı sıra yine de bazı ipuçları ortaya atmış ve gelecek kitapta ayrıntılarını okuyacağımızın sinyalini vermiş.



Özellikle şunu belirteyim ki, kitaptaki ana karakterlerin Bianca ve Lucas’ın aşkları bana pek inandırıcı gelmedi. İlk kitapta da aynısını hissetmiştim ama yine de seriye giriş açısından, tanışma, alışma süreci vermiştim ikilimize. Ama yok bu kitapta da inanamadım. Belki üçte bir olay olur ve derim ki tamam arkadaşlar siz aşıksınız birbirinize. 

“Bir vampir olarak, doğaüstü konularda fazla şüpheci olduğunu biliyorsun, değil mi?”
“Öyle söyleyince kendimi biraz aptal hissediyorum.”
“Hey, vampirlikte çok yenisin. Kendine birkaç yüzyıl zaman ver, benim gibi bir profesyonel olursun.”
“Başka ne gerçek? Kurt adamlar? Cadılar? Mumyalar?”
“Kurt adam yok. Cadı da. Mumyalar da sadece müzelerde var; en azından benim bildiğim kadarıyla.”

27 Aralık 2014 Cumartesi

Ateş #1: Karanlık Ateş - Karen Marie Moning



Kitap Adı: Karanlık Ateş
Kitabın Orijinal Adı: Darkfever
Yazar Adı: Karen Marie Moning
Seri Adı: Ateş
Seri Sıralaması: 1/10
Türü: Fantastik, Yeni-Yetişkin, Macera
Yayınevi: Epsilon Yayınları
Sayfa Sayısı: 344
Basım Tarihi: 2009 (Birinci Baskı)
Puanım: 4/5 


Arka Kapak Yazısı: Karanlıktan korkar mısınız? 
 
Hiçbir şey göründüğü gibi değildir ve yeri geldiğinde insanlar gördüklerine de inanmamalıdır...
Güzel, akıllı ve normal biri olmak, görünürdekinin gerçeğini ortaya çıkarmaya yeter mi bilinmez ama MacKayla bu özelliklere sahip bir kadın olarak gerçekler için çaba sarf edecektir.
Tek amacı, diğer tüm normal insanlar gibi mutlu ve sade bir hayatı varken kardeşinin öldürülmesi ile mantıklı bir açıklama getiremediği tuhaflıklara son vermekti. 
 
Anne ve babasına olan sadakatini çiğneyerek kardeşinin katilinin peşine düşen Mac, İrlanda'ya gider. Çıktığı yolculuk, onu hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığı, iyi ile kötünün aynı derecede tehlike yarattığı karanlık bir dünyaya sürükler. Kısa süre içerisinde ise daha da büyük bir meydan okumayla karşı karşıya kalır: Sahip olduğundan haberdar bile olmadığı gücünü insanlık âleminin ötesindeki, tehlikeli Fae âlemini görebilme yeteneği kullanmayı öğrenir ve istenilenden çok daha uzun bir süre hayatta kalmayı başarır. 
 
Her hareketi, geçmişi olmayan ve Mac'in hayal ettiği gelecekle alay eden bir erkek olan karanlık ve gizemli Jericho tarafından gölgelenir.

Yorumum: Sonunda meşhur ateş serisi ile ben de tanıştım. Seriye başlamayı karar verdiğimde dördüncü kitap yeni çıkmıştı. Olayların birbirinin devamı olduğunu duyunca ben de beşinci kitabı da bekleyeyim dedim. Öyle böyle derken bu zamana kadar geldim. 

Şimdi öncelikle şunu belirteyim ki Barrons’a karşı ne pozitifim ne de negatif. Nasıl desem ilk kitapta okuduğum kadarıyla çok etkilenmedim. Benim için normal bir karakterden öteye geçmedi. Belki ilerleyen kitaplarda bu düşüncelerimden vazgeçerim. Aslında genel olarak baktığımda Prens V’lane’ı daha çok sevdim. Koskoca kitapta epi topu belki 20-30 sayfa göründü ama olsun Barrons’a göre birkaç adım önde duruyor ben de.



“Siz Bayan Lane, kurbansınız. Kurtlar şehrinde bir kuzusunuz. Bu ülkeden cehennem olup gitmeniz ve yolumdan çekilmeniz için size yarın akşam saat dokuza kadar vakit tanıyorum.”

24 Aralık 2014 Çarşamba

Aşk Reçetesi - Helen Bianchin



Kitap Adı: Aşk Reçetesi
Kitabın Orijinal Adı: The Andreou Marriage Arrangement
Yazar Adı: Helen Bianchin
Türü: Günümüz Aşk, Beyaz Dizi
Yayınevi: Harlequin Yayınları
Sayfa Sayısı: 112
Puanım: 5/5



Arka Kapak Yazısı: Loukas otuzlu yaşlarının sonlarındaydı. Uzun boylu, geniş omuzlu, kemikli ve sert yüz hatlarına sahip, son derece çekici bir erkekti. Zekâ saçan koyu renk gözleri ve mükemmel kıvrımlı dudakları, bir kadını kolayca baştan çıkarabilirdi. Ancak tüm bu mükemmel görünümü ve şık giyimi, kontrollü görünümünün altında yatan ve doğuştan gelen acımasızlığını saklamaya yetmiyordu.

Alesha, babasının vasiyetine eklediği şartın yarattığı yıkıcı etkiyi, giderek daha fazla hissetmeye başladı. Dimitri’nin vasiyetini yeniden gözden geçirip, tek çocuğu Alesha’ya kalacak olan diğer yüzde ellilik hisse için böyle bir şart koşması inanılır gibi değildi.

Yorumum: Geçenlerde blog ikizimKütüphanemden Kitap Manzaraları ve canım One Better Day ile beyaz dizi hakkında konuşuyorduk. Favori BD’lerimizden bahsederken aklıma Aşk Reçetesi geldi. Hazır konuşurken madem bu kadar övdüm tekrar okuyayım dedim. Baktım blogda da yorumu yok, onu da yapayım derken bir beyaz dizi yorumu ile karşınızdayım.

İsimlerden de anlaşılacağı gibi kitabımız bir Yunan bd’si. Alesha, geçmişte yaşadıkları ve yaptıkları nedeniyle babası tarafından vasiyetine bir madde eklenir. Eğer ki bu kadar emek verdiği şirkete sahip olmak istiyorsa Loukas ile evlenmek zorundadır.

22 Aralık 2014 Pazartesi

The McCarthys of Gansett Island #3: Aşka Son Bir Şans - Marie Force



Kitap Adı: Aşka Son Bir Şans
Kitabın Orijinal Adı: Ready for Love
Yazar Adı: Marie Force
Seri Adı: The McCarthys of Gansett Island
Seri Sıralaması: 3/12 + 1 novella
Türü: Günümüz Aşk
Yayınevi: Novella Yayınları
Sayfa Sayısı: 336
Çıkış Tarihi: 2014
Puanım: 5/5



Arka Kapak Yazısı: Sevginin ne olduğunu öğrendiğim günden beri seni seviyorum, benimle aşka var mısın?

Trajik bir trafik kazasında ailesini kaybeden Sydney, geleceğini yeniden şekillendirmek üzere çocukken yaz aylarını geçirdiği Gansett Adası'na dönüyor ve on yedi yıl önce hiçbir şey
söylemeden terk ettiği ilk aşkı Luke'la karşılıyor.

Tüm yaşadıklarının ardından şüphe, pişmanlık, suçluluk duygusu ve içinde canlanan yeni ama tanıdık hislerle boğuşan Sydney,aşka son bir şans verip mutluluğu bulabilecek mi, yoksa kendi yalnızlığını mı seçecek?

Gansett Adası büyülü, romantik ve ateşli aşklara yelken açmak isteyenleri bekliyor.

"Aşka Son Bir Şans muhteşem ve ilham verici bir aşk hikâyesi."
-Joyfully Reviewed-

"Sadece Luke ve Sydney'nin bu romantik ve gelgitli ilişkisi değil, Gansett Adası'ndaki aşk kokusu da hiç unutulmayacak."
-Booklist-

"McCarthy ailesiyle henüz tanışmadıysanız şimdi tam vakti, onların eğlenceyle hüznün iç içe geçtiği birbirinden farklı ve renkli hikâyelerinden vazgeçemeyeceksiniz."
-Amazon-

Yorumum: Marie Force <3. Yazarın kesinlikle ve kesinlikle hayranıyım! Gansett adasına, yarattığı karakterlere ve onlar için yazdığı aşk hayatlarına hayranım. En büyük hayranlığım ise yazarın kendisini tekrarlamaması, farklı kurgu ve karakterlerle karşımıza çıkması. 

Marie’nin erkek karakterleri son derece romantik, sevdiği kadın için her şeyi yapan, sevgi dolu, sonuna kadar sadık ve asla karşısındaki kadını yarı yolda bırakmayan kişilerdir. Ancak bunlar ortak özellikleri olsa da bazı davranışları, olaylara bakışları farklıdır. 



Kadın karakterler ise belli zor dönemler yaşamış ya da yaşıyor ancak hayatı bırakmayan kişilerdir ve her birinin yaşadıkları farklıdır. Aşka Son Bir Şans kitabında çok güzel bir ikinci şans olayı anlatılmaktadır. Luke ve Sydney, lise yıllarında sevgilidirler. Sydney, üniversiteye gidip, Luke’u arkasında bıraktığında tüm hayatları değişir çünkü genç kız başka biriyle ilişki yaşamaya başlar. Aradan 17 sene geçer ve bir araba kazasında Sydney eşini ve çocuklarını kaybeder. Yaralarını sarmak için tekrar Gansett Adası’na geri döndüğünde onu yeni bir başlangıç beklemektedir. Tabii kendisi de kabul ederse…

21 Aralık 2014 Pazar

Mim: Book Sacrifice Tag



Herkese merhaba!!

Bu ara mimlerden gidiyorum doğrusu. Daha yapılacak 3 mim daha var. Ben de sıraya koydum, vaktim oldukça yapacağım. Bu mimi birçok kitap blogunda görmüşsünüzdür. Beni de Nazlı Kitaplık mimlemiş, teşekkür ediyorum kendisine ve mime başlıyorum.


1) Aşırı abartılmış bir kitap: Bir Zombi Kıyameti ile başlıyoruz! Bir kitapçıdasınız, dolanıyorsunuz ve BAM! ZOMBİ İSTİLASI! Ve bir anons duyuyorsunuz. "Ordu zombilerin tek zaafının aşırı abartılmış kitaplar olduğunu keşfetti." Hayatta kalmak için karşındaki zombiye herkesin öve öve bitiremediği ama senin hiiç beğenmediğin bir kitap fırlatacaksın. Hangisi?

Kesinlikle “Beni Seç” kitabı. Hiiç beğenmedim diyemem ama beğenmedim ve aradığımı bulamadım. Serinin ilk iki kitabını bir almıştım ama yok arkadaş tek kitap yetti bana. Bir ara ne olursa olsun seriye devam edeceğim dedim ama son kitabın taa en sonunun spoilerını yedikten sonra okumama kararı aldım. Zombilere “Beni Seç” kitabımı gönül rahatlığı ile fırlatabilirim.

2) Bir devam kitabı: Kuaförden bomba bir saç kesimiyle yeni çıktınız ve BAM! Sağanak yağmur! Kendini korumak için şemsiye olarak kullanacağın devam kitabı hangisi?

Anita Blake serisinin “Şeytani Düşler” kitabı. Ahh beni tanıyanlar ve blogumu takip edenler bilirler ki tam bir Anita fanıyım. Ama bu kitabı sevmedim. Laurell resmen hayallerimle oynadı -_- . Kitabı sevmeme nedenim kesinlikle Anita’nın aşk hayatı değil, bazı şeylerin birkaç kitap boyunca ısıtılıp ısıtılıp önüme sunulmasıydı. 

17 Aralık 2014 Çarşamba

Crewel World #1: Yaratıcı - Gennifer Albin



Kitap Adı: Yaratıcı
Kitabın Orijinal Adı: Crewel
Yazar Adı: Gennifer Albin 
Seri Adı: Crewel World
Seri Sıralaması: 1/3 + 2 novella
Türü: Fantastik, Genç - Yetişkin
Yayınevi: Dex Kitap
Sayfa Sayısı: 348
Basım Tarihi: 2013
Puanım: 2/5

  
Arka Kapak Yazısı: İçine girdiği dünya öylesine karmaşık ki...

Ailesi Adelice'in olağandışı bir yeteneği olduğunu keşfettiğinde, bunu gizlemesi için onu eğittiler. Bir Dokumacı olmasından korkuyorlardı; yani insanların nerede yaşayıp ne yiyeceklerine hatta ne zaman ölmeleri gerektiğine karar veren o güzel ve ölümcül kadınlardan biri olmasını istemiyorlardı. Ne var ki, İşleme Hizmetleri Adelice'i pek çok testten geçirir ve ailesinden kopararak entrikalar ve sırlarla dolu karmaşık bir dünyanın içine çeker.
Şimdi yalanlardan örülmüş bir ağa ve gizli bir aşka düşmüş olan Adelice gücünün ardındaki tüm uğursuz gerçekleri açığa çıkarmak zorundadır. Bütün yaşamı pamuk ipliğine bağlı olan Adelice onu ya sonsuza kadar koruyacak ya da yerlebir edecek. Bu yetenek bir hediye mi yoksa bir lanet mi?

"Albin korkutucu oldugu kadar büyüleyici bir dünya yaratmıs. Kesinlikle nefes kesici." Josephine Angelini, Yıldız Geçidi.

Yorumum: Çok büyük umutlarla başladığım bir nevi şişirilmiş yorumlara aldandığım bir kitap oldu benim için. Özellikle kitabın karışık anlatımını hiç sevmedim. Fantastik kitaplara hiç benzemeyen kendine özgü bir konusu var. Bu bakımdan dokumacılar hakkında daha ayrıntılı bir anlatım beklerdim. Ya kitabın kurgusundan kaynaklandı ya da ayrıntılı anlatım olmamasından okurken bir şeyleri kendim çözmeyi sevmedim. Bu her kitap için geçerli değil, bazı kitaplarda bu durumu severim ama Yaratıcı kitabında hoşuma gitmedi. 

Adelice, uzun zamandır beklenen ve çok büyük yetenekleri olan bir kızdır. Ailesi bunu keşfedince, yeteneği ortaya çıkmaması için onu eğitmeye karar vermişlerdir. Her sınavda başarısız olacak ve yeteneksiz kategorisine girecektir. Ancak yaptığı en ufak bir hata eğitmenlerin gözünden kaçmaz ve Adelice yakalanır.

15 Aralık 2014 Pazartesi

Mim: Neden K-pop Dinliyoruz?



Herkese merhaba!!

Sevgili Fighting blogunun sahibeleri E. ve K. canlarım beni birkaç mimde etiketlemişler. Ben de sırayla yapacağım. 

İlk mim “Neden K-Pop Dinliyoruz?” başlığı altında sorular.

1.      En beğendiğiniz kız/erkek K-pop grupları?

K-pop dinlemeye ilk dizi OST’leri ile başlamıştım. Sonra Suju’yu keşfetmiştim. Oradan buradan derken bir baktım K-pop dünyasına girmişim bile! Dinlediğim gruplar Mblaq, Suju, Beast, Infinite, DBSK, 2ne1, Apink.



2.      Beğendiğiniz K-pop grup üyelerinden en çok kimi seviyorsunuz? Neden? 

11 Aralık 2014 Perşembe

Siyah Damar - Tarryn Fisher



Kitap Adı: Siyah Damar
Kitabın Orijinal Adı: Mud Vein
Yazar Adı: Tarryn Fisher
Türü: Yeni-Yetişkin, Korku, Dram
Yayınevi: Aspendos Yayıncılık
Sayfa Sayısı: 344
Basım Tarihi: 2014
Puanım: 4,5/5


Arka Kapak Yazısı: Münzevi yazar Senna Richards otuz üçüncü yaş gününün sabahına uyandığında her şey değişmiştir. Kendisini elektrikli tel örgülerin ardındaki bir kafese tıkılmış ve karların ortasındaki bir eve kilitlenmiş olarak bulan Senna'nın, neden kaçırıldığını öğrenmek için kendisine bırakılan ipuçlarını takip etmekten başka şansı yoktur. Özgürlüğünü geri istiyorsa, dönüp geçmişine bakmak zorundadır. Fakat geçmişi aslında hâlâ hayattadır... Ve onu kaçıran kişi de bulunacak gibi değildir. Kurtuluşu pamuk ipliğine bağlı olan Senna, kısa zaman içinde tüm bunların bir oyun olduğunun fark edecektir. Hem de çok tehlikeli bir oyun. Ve sadece gerçek onu serbest bırakabilir.

Yorumum: Tarryn Fisher yazım tarzı ve kitap kurgusu farklı bir yazar. Kitaplarını daha çok karakterlerin psikolojik yönüyle ele alıp yazdığını düşünüyorum. Eğer ki yazarı hiç okumadıysanız, kitaplarından mükemmel karakterler beklemeyin. Çünkü Tarry’in karakterleri mutlaka arızalı!

Daha önce Love me with lies serisinin ilk kitabı olan Fırsatçı’yı okumuştum. Kitaba başlamadan önce kimle roman hakkında konuşsam kadın karaktere sinir olacağım söyleniyordu. Konuyu da az çok bildiğim için takıntılı bir aşık nasıl olunur gözüyle okuyarak kitabı bitirdim. Bu kitapta ise sorunlu bir yazar vardı ve ben yine olaylara psikolojik olarak baktım. Bu kez de ruhsal olarak çökmüş bir insan nasıl tekrardan hayata tutunabilir diye düşünerek kitabı okudum.
Arada böyle farklı tarzlarda kitap okumayı seviyorum. Belli bir süre tekdüze giden kitap seçimlerim arasında farklılık olmuş oluyor. 

“Ben hayatta kalmaya kararlı bir hayvandım. Hiçbir şeyi hayatıma sokmaz, hiçbir şeyi hayatımdan çıkarmazdım.”

Senna, inanılmaz başarılı, hayranları olan ancak yalnız kalmayı tercih eden bir yazardır. Çocukluğunda annesi tarafından terk edildiği için sevgiye inanmamaktadır. Herkes bir gün Senna’yı terk eder düşüncesi beynine yer etmiştir. İlerde üzülmemek ve hayal kırıklığına uğramamak için de insanları kendinden uzaklaştırmaktadır. 
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...