Herkese merhaba!!
2014 yılı biterken okuduğum en iyi kitapları yazayım dedim. Aslında
sayı çok daha fazlaydı ama ancak 18’e düşürebildim. Okuduğum kitaplara
baktığımda bu sene çok beğendiğim kitabın olduğunu gördüm. Birçoğu favorilerime
girdi ve içlerinde tekrar okumak istediklerim var. Zaman bulup okurum inşallah.
*_* 2013 yılında ilk on kitap diye sıralamıştım. 2013 yılı yazım için tık tık. Bu sene öyle yapmak istemedim. :p
Not: Sıralama Ocak ayından Aralık ayına şeklindedir.
Güzel Bir Yalan – T. E. Sivec
Konuyu çok sevdim.
Sadece çeviri biraz düzgün değildi ama o da kitabın ilk yüz sayfasından sonra
düzeldi. Klasik olan bir konunun farklı yönlere çekilip, merak uyandırıcı bir
şekilde anlatılmasını yazarın başarısı olarak görüyorum. Konuda takıldığım tek nokta,
Gareth’ın bazı hislerinin aşırıya kaçması. Bana göre bu biraz inandırıcılıktan
uzaktı ve maalesef ki serinin devamı gelmedi. -_- Oysa ki hem polisiye hem aşk
hem macera türünde konusu olan bir kitaptı.Devamı için tık tık.
En Karanlık Gece – Gena Showalter
Kitabın fantastik
olmasını bir kenara bırakırsak, içinde çok güzel bir aşk hikayesi vardı.
Karşılıklı sözler ve fedakarlıklar… Bir insan aşkı için fedakarlıkta ne kadar
ileri gidebilir?
Seride sevdiğim bir
şeyde ikinci kitap ve üçüncü kitap hakkında ipuçlarının olması. Okuyacağım
kitaplardaki karakterlerin bu şekilde yaşamlarının öncesini bilmeyi seviyorum. Devamı için tık tık.
Avcı – Jennifer L. Armentrout
Arka kapakta yazdığı gibi muhteşem
bir finaldi! Final sayfalarını birden fazla kez okudum, belki de dört – beş
kere okumuş olabilirim. :p
Seride en sevdiğim şeylerden biri
mitoloji ile kurgunun uyumuydu. Kitapta çokça Alex’in kader ipliklerinin
düğümlerinden bahsedilmişti. İşte Jennifer, mitolojiyi bir iplik dokur gibi
kurgunun içine işlemişti. Birçok mitolojiye dair kitap okudum ama Apollo’nun en
güzel anlatıldığı kitaplar Melez Sözleşmeleri’ndeydi. Devamı için tık tık.
Bir Aşk Çarpıntısı – Marie Force
Bu kitap ve Marie için
yazacak o kadar çok şey var ki… Sanırım bir yazmaya başlasam sayfalar dolacak
en iyisi kısa bir alıntı, devamı için tık tık!
“Annenin öykülerinden yola çıkarak,
senin gerçek bir zampara olduğunu düşünmüştüm. Her gün başka bir kadın.”
“Hayatımın bir dönemini tarif etmiş
olabilir ama artık öyle biri değilim.”
“Peki bu mucizevi değişim ne zaman
gerçekleşti?”
“Bu sabah yaklaşık saat dokuzda.”
İntikam Ateşi – Sarah Maclean
Penelope
ve Michael çocukluk arkadaşıdırlar. Michael okul için evden ayrıldığında
ikilimiz mektuplaşmaya başlamıştır. Ta ki Michael’ın başına o kötü felaket
gelinceye kadar.
Ahh o
mektuplar! İlk başta sizi gülümseten ama daha sonralarında hüzünlendiren kısa
yazılar…
Kitabı
bitirdiğimde sadece mektupları ayrı okudum. Mektuplar bir nevi hikayenin
özetiydi. Sarah Maclean bu hoş ayrıntı ile okuyucularına farklı bir güzellik
sunmuştur.
Devamı için tık tık.
Devamı için tık tık.
Mefisto – Trinity Faegen
Karanlığın
çocukları bin yıldan uzun bir süredir kendi Anabolarını beklemektedirler ve
Anabolar çok nadir bulunmaktadır. Sahsa bir Anabo ve Jax tarafından
bulunmuştur. Bunun nasıl olduğuna gelince,
nadir bulunan Anabolar için kardeşler kavgaya düşmesin diye bir ipucu
vardır. Ve Jax, Sasha’yı bulduğunda altı kardeşiyle de beraberdi. Ama onun
kendi Anabosu olduğunu anlamıştı!
Ahh
bir Anaboyu kandırmak ve kendine aşık etmek düşünüldüğü kadar kolay değil.
Çünkü Anabo bunu kabul ettiği zaman içindeki saf ışık yok olacak ve o da bir
Mefisto olacaktır.
“Neden
normal olamıyorum? Neden Jax sıradan bir çocuk olamıyor?”
“Neden
gökyüzü yeşil, çimen mavi değil? Neden soruyorsun? Olan bu ve hiçbir şey
değiştiremezsin.”
Sahsa,
Jax için Anaboluğundan vazgeçecek mi yoksa kara melek bin yılda gelen şansından
yararlanamayacak mıdır? Devamı için tık tık.
Kemikler Şehri – Cassandra Clare
Clary’nin çok farklı bir hikayesi
var. Büyüdüğü dünyaya ait değil ama ait olduğu dünyaya da yabancı. Bildiği her
şey yalan… Öğrendiklerinin bir kısmı doğru, bir kısmı da doğru olmaktan çok
uzak… Devamı için tık tık.
Kanbağı – Richelle Mead
Kitapta en hoşuma giden şey VA serisinde geçen
bazı olaylara yazarın kısa kısa değinmesiydi. Hatırlatma amaçlı bir ya da iki
cümle kullanılmıştı. Uzun uzun anlatıp okuyucuyu sıkmaktansa bu tarz bir
anlatım daha iyi olmuştu. Devamı için tık tık.
Kalpten Kalbe – Kat Martin
“Kadının arkasından
yürüyen bir adam mı? Neden bunu yapsın ki? Erkek daha güçlüdür ve onun
koruyucusudur. Tehlike karşısında erkeğin yola öncülük etmesi gerekmektedir.”
“Evin salonuna girerken
tehlikeyle karşılaşabileceğimizi zannetmiyorum, bu yüzden erkeğin önde olması
için bir sebep yok. Kadının önden girmesi saygı göstergesidir.”
Profesör Hart, Leif’e
İngilizce, okuma ve yazma öğretirken, Krista da genç adama İngiliz
aristokrasisinin katı kurallarını öğretmektedir. Kuralları öğrenmek Leif
açısından çok da kolay değildir, çünkü bir Viking olarak düşünmektedir. Devamı için tık tık.