Kitap Adı: Göremediğimiz Tüm Işıklar
Kitabın Orijinal Adı: All
the Light We Cannot See
Yazar Adı: Anthony Doerr
Türü:
Tarihi Kurgu
Yayınevi: Koridor Yayıncılık
Sayfa Sayısı: 576
Basım Tarihi: 2015
Puanım:
3,5/5
Arka Kapak Yazısı:
New York Times - Yılın en iyi on kitabından biri
Goodreads ve Wall Street Journal - Okuyucu tercihleriyle yılın en iyi
tarihi romanı
Amazon - Yılın en iyi üç kitabından biri
Apple - Yılın kitabı
The Guardian -Yılın en iyi kitaplarından biri
Kirkus - Yılın en iyi romanı
Library Reads, Hudson Bookseller, Kobo, Bookpage,
Washington Post, audible.com ve Indigo - Yılın en iyi kitabı
National Book Award
finalisti
Marie-Laure, bir müzede kilit ustası olan babasıyla birlikte Paris'te yaşamaktadır. Gözleri gün geçtikçe daha az görmeye başlayan Marie-Laure, altı yaşına geldiğinde kör olur. Babası ona yaşadıkları mahallenin mükemmel bir minyatürünü yapar, böylece her yeri parmaklarıyla ezberler ve artık dışarı çıktığında evinin yolunu bulabilecektir. Fakat bir sabah savaşın kara bulutları şehrin üzerine çökünce, yanlarında müzeye ait içi sırlarla dolu bir taş ile, Saint-Malo'da deniz kenarında bir evde yaşayan, yirmi yıldır dışarı adım atmamış olan amcalarının yanına gitmek zorunda kalırlar.
Almanya'da bir maden kasabasında kız kardeşi ile birlikte bir yetimhanede büyüyen Werner'in önündeki tek seçenek, on beş yaşına geldiğinde babasının öldüğü madende çalışmaktır. Işık kadar beyaz saçları ve sonsuz merak içinde yüzen zihni ile Werner özel bir çocuktur. Bir gün şans eseri eski bir radyo bulup onu çalışır hale getirince ve karşılaştığı her elektronik aleti dakikalar içinde tamir edince, bir subay tarafından keşfedilir ve sonradan bir katil ordusu olduğunu öğreneceği özel bir okula gitme fırsatı elde eder. Orada dâhi olmasının bedelini ödeyip, hayatın acı taraflarına tanıklık ederken, kendisini Marie-Laure ile kaderlerinin kesişeceği Saint-Malo'da bulur.
Göremediğimiz Tüm Işıklar, okuyanların birbirlerine tavsiyesiyle kısa sürede bir milyondan fazla sattı, yılın en çok konuşulan kitabı oldu.
Marie-Laure, bir müzede kilit ustası olan babasıyla birlikte Paris'te yaşamaktadır. Gözleri gün geçtikçe daha az görmeye başlayan Marie-Laure, altı yaşına geldiğinde kör olur. Babası ona yaşadıkları mahallenin mükemmel bir minyatürünü yapar, böylece her yeri parmaklarıyla ezberler ve artık dışarı çıktığında evinin yolunu bulabilecektir. Fakat bir sabah savaşın kara bulutları şehrin üzerine çökünce, yanlarında müzeye ait içi sırlarla dolu bir taş ile, Saint-Malo'da deniz kenarında bir evde yaşayan, yirmi yıldır dışarı adım atmamış olan amcalarının yanına gitmek zorunda kalırlar.
Almanya'da bir maden kasabasında kız kardeşi ile birlikte bir yetimhanede büyüyen Werner'in önündeki tek seçenek, on beş yaşına geldiğinde babasının öldüğü madende çalışmaktır. Işık kadar beyaz saçları ve sonsuz merak içinde yüzen zihni ile Werner özel bir çocuktur. Bir gün şans eseri eski bir radyo bulup onu çalışır hale getirince ve karşılaştığı her elektronik aleti dakikalar içinde tamir edince, bir subay tarafından keşfedilir ve sonradan bir katil ordusu olduğunu öğreneceği özel bir okula gitme fırsatı elde eder. Orada dâhi olmasının bedelini ödeyip, hayatın acı taraflarına tanıklık ederken, kendisini Marie-Laure ile kaderlerinin kesişeceği Saint-Malo'da bulur.
Göremediğimiz Tüm Işıklar, okuyanların birbirlerine tavsiyesiyle kısa sürede bir milyondan fazla sattı, yılın en çok konuşulan kitabı oldu.
Yorumum: Karşımızda 15 ödül almış bir kitap var. Savaş zamanında geçen, iki düşman ülkenin insanının hikayesi.
Marie-Laure, altı yaşında kör olmuş bir kızdır. Babası tüm
şehrin minyatürünü yapar ve kıza ezberletir. Bir şey olduğunda tek başına idare
etmeyi öğrenmek zorundadır. Savaş çıktığı zaman evlerini terk etmek zorunda
kalan baba-kız, evinden yirmi yıldır çıkmayan amcalarına giderler.
“Şimdi ne yapıyoruz baba?”
“Bir tren gelsin diye umutla
bekliyoruz.”
“Başkaları ne yapıyor?”
“Onlar da umutla bekliyor.”
Savaş bir yandan devam ederken, diğer yandan da Marie-Laure
ve ailesi hayatta kalmaya çalışmaktadır.
Werner, kız kardeşi ile yetimhanede büyümektedir. Zeki
olması ve elinden elektronik işlerin gelmesi onun diğerlerinden sıyrılmasına
neden olmuştur.
İki düşman ülkenin çocukları olan Marie-Laure ve Werner’ın
yolları bir şekilde kesişir. Sonrasında ise Werner ile genç kız arasında neler
yaşanacağını görmekteyiz.
Kitap hakkında karışık düşüncelere sahibim. İlk başta
kitabın bu kadar kalın olmasına gerek olmadığını düşünüyorum. Yazar Werner ve Marie-Laure’yi
birlikte yazmak yerine daha çok ayrı ayrı yaşamlarına yer vermişti. Bir de arka
kapak ile kitap içeriğini pek fazla birbiriyle bağdaşlaştıramadım.
Not 2: Bu yazıyı
“kitaptutkum.blogspot.com” dışında herhangi bir blog/forum/internet sitesinde
okuyorsanız, şahsımın bilgisi dışında ÇALINMIŞ DEMEKTİR!!
Herkese bol kitaplı günler!!
Kitap ilgince benziyor. Fantastik kitaplar seviyorsun sanırım asıl onun için yazmak istedim çünkü ben de ilgiliyim. Bloguma beklerim.
YanıtlaSil