18 Ağustos 2014 Pazartesi

Köşe Yazılarım - 22: Hayatımızın Vazgeçilmezi, Dünya Klasikleri!



Herkese merhaba!!

Yeni köşe yazımla sizlerleyim. Ara verince özlemişim köşemi ve burada yazmayı. Bu haftanın konusu Dünya Klasikleri. Okumayı çok fazla tercih etmiyorum ama favori klasiklerimde yok değil.

Diğer köşe yazılarım için tık tık!!

Keyifli okumalar!!



Dünya Klasikleri’nden bir kitabı, hepimiz hayatımızda bir kere de olsa okumuşuzdur. Orta okuldan itibaren Edebiyat derslerinin vazgeçilmez ödevlerinden bir tanesidir bu. Okul yıllarındaki klasik dayatması bazı öğrencilerin kitaplardan soğumasına neden olmaktadır.

Doğruyu söylemek gerekirse ben de bu dönemlerden geçtim. Klasiklere merakım olduğu dönemlerde okuduğum bir kitapla bu dünyaya biraz ara vermiştim. Şimdi görüyorum ki bunun nedeni kitabın okuduğum yaşa hitap etmemesi.

Çoğu kişinin diğer klasiklerden daha fazla sevdiği bir kitap vardır. Benim için ise Dostoyevski’nin Suç ve Ceza’sı baş tacımdır. Bu romanın en önemli özelliği yazarın olgunluk döneminde yazmış olduğu ilk büyük roman olmasıdır. Ayrıca Suç ve Ceza, Dostoyevski’nin en uzun ikinci romanıdır. 

Raskolnikov, maddi zoruluklar nedeniyle hukuk fakültesini bırakmak zorunda kalan fakir bir gençtir. Tefecileri toplum içindeki parazit olarak gören genç adam tefeci bir kadın ile onun kız kardeşini öldürür. Her ne kadar cinayeti inandığı şey uğrana işlediğini düşünse de bir süre sonra vicdanı yakasını bırakmaz. İşlediği suç için kendini yer bitirir. Ve en önemlisi de suçun cezasını kendi kendine vermesidir.

İlk okuduğum Dünya Klasik’i unvanına sahip kitap ise Oliver Twist’ti. Küçük yaşta okuduğum için Oliver’in yaşamından çok etkilenmiştim. Kitabın yazarı ise 19. Yüzyıl İngiliz edebiyatının en büyük romancısı olarak kabul edilen Charles Dickens’dır.

Oliver Twist, düşkünler evinde dünyaya gelmiş bir yetimdir. Kaldığı düşkünler evinde birçok zorlukla karşılaşan küçük çocuk, bir gün daha fazla yemek istediği için buradan kovulur. Daha sonra cenaze levazımatçısının yanında işe girer ama burada da kötü muamele görünce kaçar. Ancak başına daha kötü bir şey gelir, artık yankesici Fagin ve çetesinin elindedir. Korkunç Fagin’den kurtulmak için değişik maceralara atılan Oliver’ı farklı bir hayat beklemektedir.

Victor Hugo’nun yazmış olduğu Sefiller ise o dönemde toplumun alt kesiminde yaşayan insanların anlatıldığı bir başka romandır. Kitapta, ailesine ekmek götürebilmek için hırsızlık yapan ve bu nedenle kürek mahkumiyetine çarptırılan Jean Valjean’ın hikayesi anlatılmaktadır. Hayatı boyunca taşıyacağı bu suç Jean’ın hayatını nasıl etkileyecektir?

Yazarın dikkat çeken bir başka klasik eseri ise Notre-Dame’in Kamburu’dur. Quasimodo, Başrahip Frollo tarafından kilisenin avlusunda bulunmuş sakat bir bebektir. Kilisede büyüyen Quasimodo, Frollo’ya karşı derin bir sevgi beslemektedir. Ancak Başrahip, kendi karanlık iç dünyasında kaybolmuş bir adamdır.

Bir gün her ikisi de güzeller güzeli Esmeralda’ya aşık olur. Genç kız ise her ikisini de istememekle birlikte Yüzbaşı Phoebus’a ilgi duymaktadır. Bundan sonra yaşanacaklar sevgi ve nefretin kıyasıya mücadelesidir. 

Dünya Klasikleri’ni herkes okumalı, bu kitapları okumayanlar kendilerini kitap okuyorum diye saymasınlar gibi düşüncelere katılmıyorum. Kitap uçsuz bucaksız bir okyanus ve kişi nerede yüzmek isterse orada yüzer. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...