Lux Serisi: Obsidiyen - Jennifer L. Armentrout

Kitap Adı: Obsidiyen

Kitabın Orijinal Adı: Obsidian

Yazar Adı: Jennifer L. Armentrout

Seri Adı: Lux
Seri Sıralaması: 1/5

Türü: Fantastik

Yayınevi: DEX Kitap

Sayfa Sayısı: 354

Çıkış Tarihi: 2012

Puanım: 10/10

Arka  Kapak Yazısı: Her şeye yeniden başlamak çok berbat. Annemle birlikte Batı Virginiaya taşındığımızda, kendimi sıkıcı işlere adamıştım, ta ki tüyler ürpertici yeşil gözleri ve kaslı vücuduyla yan komşumuz karşımda dikilene kadar.Ama işler tahmin ettiğiniz gibi gitmedi.

O, ağzını açtı. Daemon hem kabaydı hem de kendini beğenmiş bir pislikti.Birbirimizden hoşlanmamıştık. Tam hikâye burada bitiyordu ki bir kazaya uğradım ve Daemon zamanı dondurarak beni kurtardı.Yakışıklı uzaylı komşum üzerimde bir iz bırakmıştı.Yanlış okumadınız. O, bir uzaylı. Daemon ve kız kardeşinin yeteneklerini çalmak isteyen düşmanları vardı ve Daemon’ın bıraktığı iz bütün düşmanları başıma toplamıştı.Bu korkunç durumdan canlı kurtulmak içinse tek yapmam gereken üzerimdeki uzaylı izi etkisini yitirene kadar Daemon’ın yanından ayrılmamaktı.

Yorumum:  Yazıma öncelikle yayınevi hakkındaki düşüncelerimle başlamak istiyorum. DEX Kitap’tan okuduğum ilk roman “İlk Buluşmada Asla Isırma” idi. Gençlere yönelik bir fantastik kitaptı. Daha sonra yayınevinin bu tür kitaplar çıkarttığını öğrenince DEX kitaplarına artık bakmamaya başladım. Çünkü fantastik sevsem de gençlere yönelik olanlar bana bazen basit gelebiliyor ve hitap etmiyor. Zamanla bloglarda DEX kitaplarının yorumlarını okudum ve birkaç arkadaşımla da konuşunca kitapların çoğunun genç-yetişkin tarzında olduğunu ve benimde sevebileceğimi gördüm. Bunun sonucunda da yapacağım tek bir şey kalmıştı: DEX kitaplarına sahip olmak! Şu anda okuyamadığım ve okumak istediğim bir dolu DEX kitabı var. En kısa zamanda açığı kapatmalıyım diyerek Obsidiyen yorumuma başlıyorum. 

Yorumdan önce yazar Jennifer L. Armentrout ile yaptığım kısa söyleşiyi okumak için tık tık!!

Şimdi Daemon’a neden herkesin öküz dediğini anlamış bulunuyorum. Kitap hakkındaki eleştirilere göz attığım zaman herkes çocuktan öküz diye bahsediyordu. Ben de kendi kendime diyorum ki; “Bu çocuğun davranışları çok mu kaba da blogger arkadaşlar öküz lakabı taktılar?” Sonra kitaba başladığımda anladım ki bunun sebebi Katy’miş. Kitabımızın kız karakteri takmış çocuğa bu ismi! Gerçi yakışmıyor da değil yani öküz adı Daemon’a! Kendisinin bazı davranış ve sözleri çok sinir bozucu ve kabaydı.

Kitabımız bir uzaylı fantastik romanı. Gezegenleri yok olan bir grup Luxen dünyamızda yaşamaya başlamıştır. Tabi bundan hükümet dışında kimsenin haberi yoktur. Luxenlerin değişik özellikleri vardır: Zamanı durdurmak, insanları iyileştirmek, başka birinin şekline bürünmek gibi. Hükümetin bu özelliklerden haberi yok. Onlara ışık-insan da diyebiliriz, çünkü insan formunda olmadıkları zaman saf ışık olarak görünmektedirler. Bir de Luxenlerin tam zıttı Arumlar vardır. Arumlar karanlıktan yapılmıştır ve son derece kötüdürler. Luxenlerin gezegenini yok eden düşmanlardır ve dünyada onları bulup, öldürmektedirler.

Bir de uzaylı izi vardır. Bir Luxen, bir insanın yanında uzaylı davranışlarından birini sergilediğinde insan üzerinde bir iz bırakır. Bunu insanlar göremez ama uzaylılar (Luxen ve Arum) görür. Daemon, Katy üzerinde bir iz bırakmıştır ve Arumları kendilerine çekebilecek konuma getirmiştir. İz zamanla yok olmaktadır ama bu zaman süresince Katy’e Daemon göz kulak olmak zorundadır. Kaba davranışları olan Daemon ve narin kız Katy arasında bir çekim vardır. Katy birbirlerini zıt kutup olarak adlandırsa da onlar aslında ateş ve barut gibidir.

Ben beğendim, güzel bir kitaptı. Her şeyden önce yazarın yazım tarzı çok akıcıydı. Kitaba ilk başladığımda 100 sayfa sonra ara verdim. Ne ara 100 sayfa okumuşum hiç anlamadım. Sayfalar su gibi aktı. Çeviri de çok başarılıydı. 

Bir de Alacakaranlık konusuna değinmek istiyorum. Birkaç yorum da kitabın Alacakaranlık serisine benzediğini okumuştum. Benzeyen tarafları yok mu? Bu soruya az da olsa var diyebilirim. Sonuç olarak; bu tür kitaplardaki fantastik her hangi bir tür ile insan arasındaki ilişkilerde benzer konuşmalar, açıklamalar ve olaylar geçmektedir. İki serinin birbirine daha çok benzetilmesinin nedeni yaş gruplarının aynı olmasından ve birkaç olaydan kaynaklandığını düşünmekteyim. Yoksa Lux serisinin kendisine özgü bir kurgusu var ki en önemlisi de fantastik ana karakterlerin uzaylı olması.

Alıntılara geçmeden son olarak; uzaylıların üçüz olarak doğduğunu kitaptan okuyoruz. Artık haberini okuduğum ya da gördüğüm her üçüze acaba bunlar Luxen olabilir mi ya da uzaylı mı diye aklımdan geçirebilirim. Bunu düşünür müyüm? Kesinlikle evet, düşünürüm.

Alıntılar:

“Tişörtü yok mu bunun?”

“Maalesef olduğunu sanmıyorum. Kışın bile böyle. Her zaman etrafta yarı çıplak gezer.”

…………………………………………………………………………………..

“Görünüşe göre küçük kız kardeşim seni seviyor.”

“Küçük mü? Siz ikizsiniz.”

“Ondan tam dört dakika otuz saniye önce doğdum. Teknik olarak o benim küçük kız kardeşim.”

…………………………………………………………………………………..

“Ah, şimdi deliler konusunda uzman mı oldun?”

“Seninle bir ay geçirdim ve bu konuda yüksek lisans derecem varmış gibi hissediyorum.”

…………………………………………………………………………………..

“Çok paranoyaksın.”

“Ya, bunu söyleyen de dokunmadan beni gökyüzüne fırlatabilecek bir uzaylı.”

…………………………………………………………………………………..

“Cevap vermekten kaçmak eğlenceli olduğu için mi?”

“Şey, kızdığında yanaklarının pembeleştiğini izlemek keyifli de ondan.”

 Lux Serisi:

1. Obsidiyen 

2. Oniks

3. Opal

4. Köken

5. Opposition

Son güncelleme: 03.12.2013

Herkese keyifli okumalar!