Kitap Adı: Gündüz Ölüsü
Kitabın Orijinal Adı: Dead Until Dark
Yazar Adı: Charlaine Harris
Türü: Fantastik,
Macera
Yayınevi: Artemis Yayınları
Sayfa Sayısı: 436
Basım Tarihi: 20
Puanım:
4,5/5
Arka
Kapak Yazısı: Belki de sevgilinizin bir vampir olması
o kadar da şahane bir şey değildir...
"Komik, hızlı tempolu, eğlenceli ve müthiş merak uyandıran bir vampir ve aşk romanı; elinizden bırakamayacaksınız, sakın kaçırmayın."
-Susan Sizemore -
Sookie Stackhouse, Louisina'nın ufak bir kasabasında, kendi halinde bir bar garsonu. Sessiz, sakin, etliye sütlüye karışmaz ve öyle çok sık dışarı çıkmaz. Güzel olmadığından değil. Güzel bir kız. Sadece, Sookie bir çeşit 'beceriksizliğe' sahip. İnsanların zihnini okuyabiliyor. Bu yüzden de erkekler tarafından pek tercih edilmiyor, diyelim.
Bir gün Bill ile tanışıyor, uzun boylu, yakışıklı, esmer -üstelik Sookie adamın aklından geçen tek kelimeyi bile duymuyor. Bill, Sookie'nin hayatı boyunca beklediği erkek...
Fakat Bill'in de kendine has bir 'beceriksizliği' var. O bir vampir, hem de kötü şöhretlisinden. Ciddi anlamda tüyleri diken diken eden bir grupla takılıyor ve hepsi de -ne sürprizdir ki- potansiyel katil. Üstüne üstlük, Sookie'nin iş arkadaşlarından biri öldürülünce, Sookie sıranın kendisinde olduğunu düşünmeye başlıyor.
"Charlaine Harris temiz ve okuru ikna ederek yazıyor."
-The New York Times Kitap Eki-
"Nadir rastlanan yeteneklere sahip bir yazar."
-Publishers Weekly-
"Komik, hızlı tempolu, eğlenceli ve müthiş merak uyandıran bir vampir ve aşk romanı; elinizden bırakamayacaksınız, sakın kaçırmayın."
-Susan Sizemore -
Sookie Stackhouse, Louisina'nın ufak bir kasabasında, kendi halinde bir bar garsonu. Sessiz, sakin, etliye sütlüye karışmaz ve öyle çok sık dışarı çıkmaz. Güzel olmadığından değil. Güzel bir kız. Sadece, Sookie bir çeşit 'beceriksizliğe' sahip. İnsanların zihnini okuyabiliyor. Bu yüzden de erkekler tarafından pek tercih edilmiyor, diyelim.
Bir gün Bill ile tanışıyor, uzun boylu, yakışıklı, esmer -üstelik Sookie adamın aklından geçen tek kelimeyi bile duymuyor. Bill, Sookie'nin hayatı boyunca beklediği erkek...
Fakat Bill'in de kendine has bir 'beceriksizliği' var. O bir vampir, hem de kötü şöhretlisinden. Ciddi anlamda tüyleri diken diken eden bir grupla takılıyor ve hepsi de -ne sürprizdir ki- potansiyel katil. Üstüne üstlük, Sookie'nin iş arkadaşlarından biri öldürülünce, Sookie sıranın kendisinde olduğunu düşünmeye başlıyor.
"Charlaine Harris temiz ve okuru ikna ederek yazıyor."
-The New York Times Kitap Eki-
"Nadir rastlanan yeteneklere sahip bir yazar."
-Publishers Weekly-
Yorumum:
DİKKAT!!
True Blood dizisini izlemiyorum, bu bakımdan yorumum sadece kitap üzerinden
olacaktır.
Gündüz Ölüsü kitabını
okumuş, beğenmiş ama ne kitaba yorum yazabilmiştim ne de seriye devam
edebilmiştim. İkinci kitap Şehir Ölüsü’ne başlamadan önce ilk romanı bir kez daha
okumak istedim.
Vampirlerin var
olduğunun bilindiği bir dünyadayız. Öyle ki vampirlerimiz bir bara gidip
kendine kan isteyebilmektedirler. Sookie Stackhouse insanların düşüncelerini
duyabilen bir garsondur. Yıllardır kendi vampirinin gelmesini beklemektedir. Ve
işte o büyük gün gelmiştir!
“Size ne getirebilirim?” diye
sordum. Kelimelerle ifade edilemeyecek kadar mutluydum.
Kaşlarını kaldırdı. “Şişe içinde
yapay kan var mı acaba?”
“Hayır, maalesef! Sam sipariş
verdi, önümüzdeki hafta içinde gelir.”
“O zaman kırmızı şarap alayım
lütfen,” dedi.
İşte bu noktada Vampir
Bill karşımıza çıkmaktadır. Bill hakkında direkt düşüncelerimi yazayım. Bill’i
hiç sevmedim -_- Korkak, sinmiş bir tip! Vampir dediğin böyle mi olur yahu? Tam
tersi olarak Eric’i ise çok sevdim. Hatta Bill kazıklansın, ölsün. Sookie de Eric ile mutlu mesut yaşasın diye
düşünmekteyim. Ahhh fangirl’lük başa bela.