Herkese
merhaba! Turumuzun ikinci gününde her zamanki gibi özel yazılarımızla
sizlerleyiz! Bilindiği gibi ilk kitap
Abby’nin gözünden anlatılmakta, ikinci kitapsa Travis’in. Aynı olayların farklı
iki karakterin gözünden nasıl anlatıldığına bir bakalım.
Tatlı
Bela – Abby
“Bize
gelmeyi düşündün mü?”
“Eğer
evet dersem beni takip etmeyi keser misin?”
Önerdiğim
koşulu düşündü ve ardından başıyla onayladı. “Evet.”
“O
zaman geleceğim.”
“Ne
zaman?”
İçimi
çektim. “Bu akşam. Bu akşam size geleceğim.”
Travis
gülümseyip bir anda durdu. “Güzel. O zaman görüşmek üzere Güvercin,” diye
bağırdı arkamdan.
Ayaklı
Bela – Travis
“Bize
gelmeyi düşündün mü?”
“Eğer
evet dersem beni takip etmeyi keser misin?”
Düşünüyormuş
numarası yapıp ardından başımı salladım. “Evet.”
“O
zaman geleceğim.”
Deli
saçması. O bu kadar kolay bir kız değildi. “Ne zaman?”
“Bu akşam. Bu akşam size geleceğim.”
Adımımın
ortasında donakaldım. Bir şeyler planlıyordu. Atak yapacağını tahmin
etmemiştim. “Güzel,” dedim şaşkınlığımı gizleyerek. “O zaman görüşmek üzere
Güvercin.”
…………………………………………..
Tatlı
Bela – Abby
“Travis?”
“Efendim?”
“Bir
daha içkiliyken motoruna binme olur mu?”
Nihayet
derin bir nefes alıp da konuşana kadar tam bir dakika bekledim. “Evet, tamam,”
deyip çıktı ve kapıyı kapattı.
Ayaklı
Bela – Travis
“Travis?”
“Efendim?”
“Bir
daha içkiliyken motoruna binme olur mu?”
Daha
fazlasını söylemeyi istedim, tekrar özür dilemeyi ve ona kendisi için deli
olduğumu – ki gerçekten de beni yavaş yavaş delirtiyordu çünkü hissettiklerimle
nasıl başa çıkabileceğim hakkında en ufak bir fikrim yoktu – ama kelimeler kaybolup
gitmişlerdi sanki. Düşüncelerim, olan biten her şeyin ve az önce
söylediklerimin ardından onun içkili motosiklet kullandığım için beni azarlamak
dışında bir şey söylemediğine odaklanmıştı.
“Evet,
tamam,” dedim kapıyı kapatarak.
…………………………………………..
Tatlı
Bela – Abby
“Harika
görünüyorsun,” dedi.
Ben
de şık beyaz gömleğine ve kot pantolonuna bakıp başımı sallayarak beğendiğimi
belirttim. “Sen de hoş olmuşsun.”
Ayaklı
Bela – Travis
“Harika
görünüyorsun,” dedim, gözlerimi ondan alamadan.
Abby
ayağa kalkıp beni çabucak bir süzdü, “Sen de hoş olmuşsun.”
Ellerimi
ceplerime soktum, galiba şu anda sana feci şekilde aşık oluyorum gibi aklıma
art arda gelen başka aptalca şeyleri söylemeyi reddederek.
Kitaplarda en sevdiğim
şeylerden biri de olayların karakterin gözünden anlatılmasıdır. Yazarın gözünden
anlatılan kitaplarda bazen sanki ortamda üçüncü bir şahıs varmış gibi
hissediyorum. Bu da çok hoşuma giden bir durum değil .
Şimdilerde, olayların her
iki karakterin gözünden anlatılması moda oldu diyebilirim. Ben de dahil olmak
üzere bir çok okuyucunun dikkatini çekmekte ve sevilen karakteri bu şekilde
okumak mutlu etmektedir.
Olayları hem Abby’nin
hem de Travis’in gözünden okumak güzeldi – ama bir yere kadar! Tüm olayların bu
şekilde anlatılması belli bir yerden sonra okuyucuyu sıkabiliyor ki en azından
ben de öyle oldu. Ben daha çok kitabın
sonunda bir kısmın erkek karakter tarafından anlatılmasını seviyorum. Bu kısmın
öyle kısa olmasına gerek yok. Kitabın en can alıcı kısımlarının olduğu 100-150
sayfa kadar bile olabilir! Ama tüm kitabın tekrardan farklı bir karakter
tarafından anlatılması? Beni başka şeyler düşünmeye itiyor.
Tur takvimimize göre
Ayaklı Bela yorumumu yarın yapacağım ama hikayeyi Travis’ten okumayı daha çok
sevdiğimi belirtmeliyim.
Turumuzun bugünkü takvimi:
Pudra Tozu -Beautiful Disaster (Tatlı Bela) Çılgınlığı - TATTOO
Pudra Tozu - Christian Grey'in Kayıp Erkek Kardeşini Bulduk!: Travis Maddox
Kitap Tutkusu - Beni Kimden Dinlemek İstersin? Abby? Travis?
Fighting!!! - Yurt Dışı Kapakları
Pudra Tozu - Christian Grey'in Kayıp Erkek Kardeşini Bulduk!: Travis Maddox
Kitap Tutkusu - Beni Kimden Dinlemek İstersin? Abby? Travis?
Fighting!!! - Yurt Dışı Kapakları
Çekilile katılmak için TIK TIK!!!
Katkılarından dolayı YABANCI YAYINLARI'na teşekkür ederiz.
Herkese bol kitaplı
günler!!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder