20 Kasım 2012 Salı

Hellions of Halstead Hall #3: Sır Gibi Sakladım -Sabrina Jeffries



Kitap Adı: Sır Gibi Sakladım
Kitabın Orijinal Adı: How to Who a Reluctant Lady
Yazar Adı: Sabrina Jeffries
Seri Adı:  Hellions of Halstead Hall
Seri Sıralaması:3/5
Türü: Historical Romance
Yayınevi: Epsilon Yayınevi
Sayfa Sayısı: 416
Çıkış Tarihi: Haziran/2012
Puanım: 10/10








  Kapak Yazısı: Yakışıklı bir hovarda Minerva'ya büyükannesinin ültimatomunu yerine getirmesi için kendisiyle evlenmeyi teklif ettiğinde, Sharpe ailesinin başına buyruk kızı, hem mirasını koruma altına alacak hem de bu yakışıklı adamın hayal gücünü harekete geçirecek kışkırtıcı bir karşı teklifte bulunur.
Leydi Minerva Sharpe, büyükannesinin taleplerinin önüne taş koyacak mükemmel bir plana sahiptir: bir hovardayla nişanlanmak! Kuşkusuz, büyükannesi bir çapkınla evlenmesine göz yummaktansa, evlilik şartına bağladığı mirasını serbest bırakacaktır. Peki Minerva'nın sözde koca adayı rolünü, yine kendisinin yazdığı popüler gotik romanlardaki yakışıklı casusa ilham vermiş olan vahşi avukat Giles Masters'tan daha iyi kim oynayabilir? On dokuzuncu yaş gününde Giles Masters'tan aldığı tutkulu öpücüğün anısı hâlâ dudaklarında olsa da, böyle bir hovardayla evlenmek şöyle dursun, ona gönlünü kaptırmak gibi bir niyeti bile yoktur. Ama hakkında çok az şey bildiği bu adam, aslında hükümet adına çalışan bir gizli ajandır. Minerva'nın anne babasının ölümlerinin ardındaki gizemi araştırmak için güç birliği yapmaya karar verdiklerinde, sahte nişanlılıkları da alev alev yanan bir tutku oyununa dönüşür. Minerva daha sonra Giles'ın gizli ikili yaşamını keşfederken, Giles da onun kalbine tekrar girebilmek için mesleğinin kurnaz numaralarının hepsini kullanmak zorunda kalır.


Yorumum: Hellions of Halstead Hall serisinin üçüncü kitabı olan “Sır Gibi Sakladım” bence serinin en güzel kitabıydı. Hikaye, kurgu, kadın ve erkek karakterin tepkileri, gelişen olaylar ve diğer diyaloglar son derece güzeldi. Sabrina Jeffries, historical romance türünde çok iyi bir yazar ve artık benim favori yazarlarım arasında. 

            Kitabın konusuna gelirsek; Minerva anne-babasının cenaze töreninde son derece üzgündür ve katılmak istememektedir.  Tesadüf eseri o zamanlar on sekiz yaşında olan Giles ile karşılaşır ve aralarındaki bir olay sonucu dokuz yaşındaki Minerva ona aşık olur. Senelerce ağabeylerinin arkadaşı olan Giles’i gizliden gizliye izler ve kendisinin arkadaşlarının kardeşi olarak değil de bir kadın olarak görmesini bekler. Nihayet o beklediği gün geldiğinde (o gün Minerva’nın on dokuzuncu yaş günüdür.) aralarındaki başka bir olay nedeniyle Minerva, Giles’e duyduğu aşktan vazgeçer. Giles ise o olayı hiç unutamaz ve ona karşı kendisinin adlandıramadığı duygular beslemeye başlar. Zaman içerisinde Minerva’nın peşinden her ne kadar koşsa da leydiden hiçbir yakınlık göremez. Minerva büyükannesinin evlilik ültimatonundan kaçamayacağını anlayana kadar bu böyle devam eder ve ikilimizin yolu tekrardan kesişir. Hem de ne kesişme! Yazar tam bir kaçan kovalanır durumunu yazmış. Giles peşinden koştukça Minerva kaçar.

 İki karakterin de ayrı ayrı düşüncelerini okumak güzeldi. Her ikisi de birbirine duydukları hisleri dile getiremez. Çünkü Giles, Minerva’ya karşı hislerini dile getirirse kadının elinde oyuncak olmaktan korkar, Minerva ise duyduğu aşktan dolayı Giles’in korkup kaçacağını düşünür. Tabi bir de arada Giles’in zaman zaman ortadan kaybolduğu sır dolu başka bir yaşamının olması hikayeye hem güzel hem de çok değişik bir yön vermişti. 

 Hellions of Halstead Hall Serisinin sıralaması şu şekildedir:
1. The Truth About Lord Stoneville (2010): Bozulan Yeminler, Oliver ve Maria
2. A Hellion in Her Bed (2010): Yatağımdaki Serseri, Jarret ve Annabel
3. How to Woo a Reluctant Lady (2011): Sır Gibi Sakladım, Minerva ve Giles Masters
4. To Wed a Wild Lord (2011): Vahşi Bir Lordun Kollarında, Gabe ve Virginia Waverly
5. A Lady Never Surrenders (2012): Son Çarem, Celia ve Jack Pinter

6. Twas the Night after Christmas: Öyle Bir Geceydi ki - Pierce ve Camilla
Giles’in Minerva ile olan ilişkisine, kızın ağabeyleri karşı çıkmaktadır. Çünkü kendi arkadaşlarının vurdumduymaz, hovarda, kumarbaz ve nasıl bir çapkın olduğuna çok yakından şahit olmuşlardır. İlişkiyi ilk duyduklarındaki tepkiye çok güldüm. Resmen Giles’i döveceklerdi. O bölümden bir alıntı:

Giles: “Eğer kardeşlerinin işini kolaylaştıracaksa kendimi savunacağım. Ama bu beni kız kardeşinizle birlikte olmaktan alıkoymayacak.”
“Bu seni ne kadar kötü benzeteceğimize bağlı sanıyorum.” diye karşılık verdi Oliver. “Haftalar boyu yataktan kalkamayabilirsin.”
“Deneyebilirsiniz.”Giles umursamazca gülümsedi. “Ama beni kendimi savunmaya mecbur ederseniz, ben de kazanmak için elimden geleni ardıma koymam.”
Gabe kahkaha attı. “Üçe bir Giles. Bizi alt edemezsin.”

Bu romanda, çocuklar anne-babasının ölümleri arkasındaki sırra biraz daha yaklaşıyorlar. Sanırım sorun son kitapta (Leydi Celia’nın hikayesinin anlatıldığı) çözülecek gibi görünüyor. 

Son olarak kapağın orijinal kapak olması güzel bir ayrıntı olmuş. Ayrıca çeviri de çok güzeldi.
  
Bu seriyi herkese tavsiye ederim.

Herkese keyifli okumalar!
  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...