Kitap Adı: Gece Yarısı
Çığlığı
Kitabın Orijinal Adı: Midnight
Rising
Yazar Adı: Lara Adrian
Türü: Fantastik
Yayınevi: Epsilon
Yayınevi
Sayfa Sayısı: 358
Çıkış Tarihi: Haziran/2012
Puanım: 9/10
Kapak Yazısı: Gazeteci Dylan Alexander için her şey onu sırların ortasına atan gizli
bir mezarın keşfiyle başlar. Ancak hiçbir şey, gölgelerin arasından çıkıp onu
karanlık tutkularının ve sonsuz gecelerin sürdüğü dünyasına çeken, yaralı ve
öldürücü biçimde çekici adam kadar tehlikeli değildir.
Büyük bir ihanetin ardından acı ve öfkeyle yaşayan savaşçı Rio, hayatını Issızları avlamaya adamıştır. Hiçbir şeyin ona engel olmasına izin vermeyecektir -özellikle de tüm vampir ırkını ortaya çıkarma gücüne sahip olan ölümlü bir kadının. Çünkü kadim bir kötülük uyandırılmıştır ve ufukta büyük bir isyan yükselmektedir. Kendi geçmişiyle ilgili şaşırtıcı bir sır açığa çıkarken Dylan, Rio’nun dokunuşu karşısında zayıf düşer. Şimdi Dylan, gece yarısı krallığını geride bırakmak ya da gerçek tutku ve sonsuz zevki ona tattıran adam uğruna her şeyi riske atmak arasında bir seçim yapmak zorundadır…
“Merak uyandırıcı, baştan çıkarıcı, erotik…”
J. R. Ward
“Öfke, ihanet ve bağışlayıcılığın sınırlarını keşfedeceksiniz.”
Romantic Times
Yorumum:
Favori fantastik serilerimin başında
gelen “Gece Yarısı Serisi’nin” son yayınlanan kitabını sonunda okudum. Serinin
dört kitabını birden almıştım ama son yayınlanan kitaba bir türlü elim gitmedi.
Nedense seri kitaplarda, hakkında okuyacağım başka bir kitap çıkmadan son
kitapları pek okuyasım gelmiyor. Yayınevinin beşinci kitabı çıkaracağı ufukta
pek gözükmediği için ben de elimdekini okuyayım dedim.
Seri 11
kitaptan oluşuyor. Yayınlanan 10 kitabı var ve son kitap 2013 yılında
yayınlanacak olarak görünüyor. Ancak ülkemizde henüz 4 kitap çevrilmiş durumda.
Diğer vampir
kitaplarında olduğu gibi bu kitapta da vampirlere özgü özellikler vardı.
Issızlık, kölelik, soylu grup ve soy eşi gibi bazı kavramlar bulunmakta. Bu
kavramları açarsak;
Soylu grup: İnsanları öldürmeden onlardan beslenen ve sonunda ne olduğunu anlamayacak şekilde hafızalarını silen vampir grubu. Hepsinin kendine özgü özel yetenekleri var.
Soy eş: Vampirlere çocuk doğurabilen insan grubu. Hepsinde aynı leke bulunmakta.
Issızlık: Vampirlerin kan susuzluğuna dayanamayıp insanlardan faydalanan grup. İnsanların öldüresiye kanını içmekte ve bunu yaparken hiç bir önlem almayarak kendilerini toplumda ifşa edebilecek bir vampir topluluğu.
Kölelik: Issız vampirlerin insanların içindeki insanlık kavramını yok ederek kendilerine bağlamaları. Efendilerinin her dediklerini koşulsuz yerine getirirler.
Soylu grup: İnsanları öldürmeden onlardan beslenen ve sonunda ne olduğunu anlamayacak şekilde hafızalarını silen vampir grubu. Hepsinin kendine özgü özel yetenekleri var.
Soy eş: Vampirlere çocuk doğurabilen insan grubu. Hepsinde aynı leke bulunmakta.
Issızlık: Vampirlerin kan susuzluğuna dayanamayıp insanlardan faydalanan grup. İnsanların öldüresiye kanını içmekte ve bunu yaparken hiç bir önlem almayarak kendilerini toplumda ifşa edebilecek bir vampir topluluğu.
Kölelik: Issız vampirlerin insanların içindeki insanlık kavramını yok ederek kendilerine bağlamaları. Efendilerinin her dediklerini koşulsuz yerine getirirler.
Birinci kitap Gece Yarısı Öpücüğü; Gabriell ve
savaşçıların lideri Lucan hakkındaydı. İlk kitapta yukarıda belirttiğim
kavramların açıklanması ile beraber, vampir ırkını beklemekte olan savaş
hakkında ve tabiî ki de Gabriell-Lucan ilişkisini okumaktayız. Soylular ve Issızlar
arasında bir savaş patlak vermek üzere!! Soylular, ıssızları yok etmek için bir
grup kurmuşlar ve ıssızları avlamaktadırlar. Ancak ıssızlar artık bu avlanmaya
bir son vermek ve dünyayı ele geçirmek için gizliden gizliye birlik olmaya
başlamışlardır. Her an savaş patlak verecektir ve bu savaşın ortasında Gabriell
kalmıştır. Lucan ise soylu grubun lideridir ve olaylar sonucu Gabriell'i
herkesten koruması gerekmektedir. Hatta kendisinden bile!! Fantastik kısmını
bir kenara bırakırsak bence harika bir aşk hikayesiydi. Lucan ve Gabriell tam
anlamıyla favori karakterlerim oldu.
Kızıl
Öpücük, serinin ikinci kitabı ve Dante-Tess ilişkisini
anlatmakta. İlk kitaptaki heyecan, ikincide de devam etmektedir. Zaman zaman
ikilimizin hikayesinin ilerleyiş şekline şaşırdım. Korkutucu savaşçının Tess
karşısındaki ılımlı davranışlarını okumak keyifliydi.
Üçüncü kitap olan Gece Yarısı Uyanışı, seriye ilk
başladığımdan beri merak ettiğim karakter olan Tegan ve Elise hakkındaydı. İlk
iki kitapta Tegan hakkında anlatılan soğuk ve vurdumduymaz karakterin aslında
bir maske olduğunu bu kitapta okumaktayız. Tegan beş yüz yıl önce yaşadığı
derin acı nedeniyle kendini kadın-erkek herkese kapamış bir erkek. Soğuk,
yalnız ve sadece ölüm için yaşayan bir Soylu. Karşımızdaki Soy Eşi ise ikinci
kitaptan tanıdığımız biri: Elise Chase. Soy eşi bu kitapta oğlunun ölümüne
neden olan Issızların peşine düşmüştür ve bir şekilde yolları Tegan ile kesişir
ve olaylar başlar.
Hikayeyi çok beğendiğimi söyleyebilirim. Soylular ve Issızlar hakkındaki ilk iki kitaptaki soru işaretlerinin bir çoğuna bu kitapta yanıt bulmaktayız. Ancak bu yanıtlarla birlikte daha merak uyandırıcı olaylar ve beraberinde soru işaretleri de okuyucunun kafasında belirmektedir.
Kitabın en çok beğendiğim yeri Tegan’ın Elise’ye olan aşkını itiraf etme kısmıydı. Tek kelimeyle bayıldım. Her olay karşısında kısa kelimeler kuran soylumuz Elise’ye olan aşkını anlatırken bayağı bir dolaylı yol seçiyordu. Eğer böyle böyle olsaydı şöyle şöyle olurdu tarzında bir aşk itirafı, okurken beni çok güldürdü.
Serinin dördüncü kitabı olan Gece Yarısı Çığlığı, Rio ve Dylan hakkındaydı. Rio, çok sevdiği Soy Eşi Eva tarafından ihanete uğrayan bir vampirdir (ilk kitabı okuyanlar olayları çok net hatırlayacaklardır. Seriyi okumak isteyenlere haksızlık olmasın diye açıklama yapmıyorum. Çünkü ilk kitabın önemli olaylarından biri de buydu). Kendini herkese ve her şeye kapayan vampir ölüm yolunda ilerlemektedir. Dylan, ilginç olaylar yazan daha doğrusu paranormal olaylar yazan bir gazeteci. İkilimizin yolu gizli bir mezarlıkta kesişiyor. Aralarında olan bir olay sonucu Rio, Dylan’ın peşinden –hiç istemese de- gitmek zorunda kalıyor. Dylan’ın bir Soy Eşi olduğunu öğrendiğinde ise hem olaylar hem de Rio’nun aklı fena karışıyor. Vücudundaki yaralardan çok ruhundaki yaralar derin olan Rio’ya, Dylan yardım edebilecek midir? Kendisini vahşi bir yaratık olarak gören Rio’ya (yüzündeki ve vücudundaki yaralardan dolayı) Dylan yaklaşabilecek midir? Bence serinin bu kitabının aşk kısmı fantastik bir Güzel-Çirkin romanıydı. Kitabın diğer fantastik kısmından da biraz bahsedecek olursak; Soylular, hala Issızları avlamaya devam etmektedir. Bu kitapta, üçüncü kitapta karşımıza çıkan Kadim ve Dragon hakkında daha çok bilgi verilmektedir. Aslında Dragon’un asıl amacının ne olduğu anlatılmaktadır. Acaba soylu savaşçı vampirler bu amacı çözebilecekler midir?
Hikayeyi çok beğendiğimi söyleyebilirim. Soylular ve Issızlar hakkındaki ilk iki kitaptaki soru işaretlerinin bir çoğuna bu kitapta yanıt bulmaktayız. Ancak bu yanıtlarla birlikte daha merak uyandırıcı olaylar ve beraberinde soru işaretleri de okuyucunun kafasında belirmektedir.
Kitabın en çok beğendiğim yeri Tegan’ın Elise’ye olan aşkını itiraf etme kısmıydı. Tek kelimeyle bayıldım. Her olay karşısında kısa kelimeler kuran soylumuz Elise’ye olan aşkını anlatırken bayağı bir dolaylı yol seçiyordu. Eğer böyle böyle olsaydı şöyle şöyle olurdu tarzında bir aşk itirafı, okurken beni çok güldürdü.
Serinin dördüncü kitabı olan Gece Yarısı Çığlığı, Rio ve Dylan hakkındaydı. Rio, çok sevdiği Soy Eşi Eva tarafından ihanete uğrayan bir vampirdir (ilk kitabı okuyanlar olayları çok net hatırlayacaklardır. Seriyi okumak isteyenlere haksızlık olmasın diye açıklama yapmıyorum. Çünkü ilk kitabın önemli olaylarından biri de buydu). Kendini herkese ve her şeye kapayan vampir ölüm yolunda ilerlemektedir. Dylan, ilginç olaylar yazan daha doğrusu paranormal olaylar yazan bir gazeteci. İkilimizin yolu gizli bir mezarlıkta kesişiyor. Aralarında olan bir olay sonucu Rio, Dylan’ın peşinden –hiç istemese de- gitmek zorunda kalıyor. Dylan’ın bir Soy Eşi olduğunu öğrendiğinde ise hem olaylar hem de Rio’nun aklı fena karışıyor. Vücudundaki yaralardan çok ruhundaki yaralar derin olan Rio’ya, Dylan yardım edebilecek midir? Kendisini vahşi bir yaratık olarak gören Rio’ya (yüzündeki ve vücudundaki yaralardan dolayı) Dylan yaklaşabilecek midir? Bence serinin bu kitabının aşk kısmı fantastik bir Güzel-Çirkin romanıydı. Kitabın diğer fantastik kısmından da biraz bahsedecek olursak; Soylular, hala Issızları avlamaya devam etmektedir. Bu kitapta, üçüncü kitapta karşımıza çıkan Kadim ve Dragon hakkında daha çok bilgi verilmektedir. Aslında Dragon’un asıl amacının ne olduğu anlatılmaktadır. Acaba soylu savaşçı vampirler bu amacı çözebilecekler midir?
Yazar, bu kitapta
okuyucuya güzel bir sürpriz yapmış ve Soylu bir vampir ile Soy Eşi’nin bebek
beklediğini yazmış! Ben okurken çok mutlu oldum. Özellikle serilerde, sevdiğim
karakterlerin başka kitaplarda bu tür haberlerini okumak beni sevindiriyor. Hangi
vampir ve Soy Eşi olduğunu yazmayım da sürprizi kaçmasın, merak edenlerde bir
an önce okusun.
Seriyi kesinlikle
tavsiye ederim. Lucan, Tegan, Dante, Gideon, Rio ve diğer savaşçıların maceralarını
kaçırmayın!!
NOT: Beşinci kitap olan
“Veil of Midnight”, Nikolai ve Reneta hakkında.
Keyifli okumalar!!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder