Yedi Gün Yedi Gece - Evangeline Collins

Kitap Adı: Yedi Gün Yedi Gece

Kitabın Orijinal Adı: Seven Nights to Forever

Yazar Adı: Evangeline Collins

Türü: Historical Romance, Yetişkin

Yayınevi: Olimpos Yayınları

Sayfa Sayısı:404

Puanım: 5/5

Arka Kapak Yazısı: Eşsiz bir Güzellik

Bazı fedakarlıklar, diğerlerinden daha zordur. Babasının ölümünden sonra yokluk içinde kalan Rose Marlowe'un ödemesi gerek borçları ve destek olması gereken kendinden küçük bir erkek kardeşi vardır. Fakat aynı zamanda eşsiz de bir güzelliğe sahiptir-bol miktarda paha biçilebilecek bir güzellik...

Artık Rose her ay kendi ülkesinden Londra'da gözden düşmüş bir geneleve giderek orada bir hafta geçirmektedir ve orada çok rağbet gören bir ganimete dönüşmüştür. Zevk sanatında zarif ve başarılı olan Rose, gecelerini sosyete beyefendilerinin fantezilerini yerine getirerek geçirirken, kendi kalbinde gömülü olan arzuları reddetmektedir.

Derken bir gece, zengin bir tüccar beyefendi kapısından içeri girer. Yakışıklı, nazik ve merhametli bu adamın yalnız olan ruhu kadınınkiyle eşleşmektedir. James Archer, kadının normal müşterilerine benzememektedir. Evli olması bir yana müşteriye aşık olmak olanaksızdır. Fakt Rose kendine hakim olamaz. James'in kollarında bir gece, yediye dönüşür-ve yedi gece de sonsuz birliktelik şansına göz kırpar...

Yorumum: Yedi Gün Yedi Gece, uzun zamandır elimde olan bir kitaptı. Canım tarihi aşk okumak isteyince elimin gittiği kitap bu oldu. Yazarın okuduğum ilk kitabı ve yazım tarzı ile kurgu çok hoşuma gitti.

James, zorunlu bir evlilik yapmış bir adamdır. Kendi deyimiyle üç ömür yaşasa bile bitiremeyeceği kadar çok parası vardır. Ancak unvanı olmayan James, kardeşinin iyi bir evlilik yapabilmesi için sosyetede sözü geçen unvanı olan biriyle evlenmek zorundadır. Karısı Amelia, James'i hiç sevmiyor hatta ondan nefret ediyordur. O da babasının borçlarının kapanması karşılığı genç adamla evlenmek zorunda bırakılmıştır. Parası olsa dahi sosyetede yeri olmadığı için James'i sürekli aşağılıyor, onunla alay ediyordur. Genç adamın bu duruma katlanmasının tek sebebi ise kardeşi Rebecca'dır. Onun iyi bir evlilik yapması için sesini çıkarmamaya, Amelia'nın tüm yaptıklarına göz yummaya kararlıdır.

Geri gelmişti.

Kahkahasını bastıramadı. Kendini onun geri gelmeyeceğine inandırmışken onu karşısında görünce, sürpriz bir hediye almış kadar sevinmişti. Bir yandan, onun buraya gelmesini bu kadar çok istememesi gerektiğinin farkındaydı. Ona acı ve hayal kırıklığından başka bir şey vermeyeceğini bile bile her gece, derin bir arzuyla gelmesini istemek çok büyük bir riskti. Ama onun yanındayken bunları düşünmesi olanaksız hale geliyordu onunla geçirdiği her an çok değerliydi, her anın tadını doya doya çıkarmak istiyordu.

 

Ancak bir gün hiç yapmadığı bir şey yapar ve bir geneleve gider. Burada karşılaştığı Rose onu derinden etkileyecek, hiç yaşamadığı duyguları ön plana çıkaracaktır. 

Evangeline Collins, okuduğum bu ilk kitabı ile beni kendisine hayran bıraktı. Karakterlerin dolu dolu olmasından tutun kurgunun gidişatına kadar her şey yerli yerindeydi. Kurgu için ise böyle klişe olmayan konuları seviyorum. O dönemi düşününce James ve Rose açısından çok zor bir durum ama yazar öyle güzel anlatmış ki her bir duyguyu hissediyorsunuz.

Aslında kitaba çeviriden dolayı dört puan verecektim. Çünkü bazı yerlerde ciddi bir problem vardı. Ancak kitabı orjinal dilinde okusaydım beş puan vereceğimden ve bu kadar çok beğenmişken kıyamadığımdan beş puan veriyorum.

Not 1: Blogumda yorumladığım tüm kitapların listesine buradan ulaşabilirsiniz.

Not 2: Bu yazıyı “kitaptutkum.blogspot.com” dışında herhangi bir blog/forum/internet sitesinde okuyorsanız, şahsımın bilgisi dışında ÇALINMIŞ DEMEKTİR!!

Herkese bol kitaplı günler!!